Ben de bir şeyler söyleyerek bir şeyler sormak istiyorum...
Sayın Ahmet Hakan bugün Hürriyet gazetesinde sormuş ve söylemiş. Sorusu; “SEÇİM kaybeden siyasetçinin anında istifayı basabildiği bir ülke olmamız için kaç yıl geçmesi gerekiyor?” cevap aslında zor, belki de cevap aynı köşede yine Sayın Hakan’ın “Yozgatlıların 7 ortak özelliği” başlığında gizli olabilir.

Başlığın beşinci maddesi ve altıncı maddesi ile Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’ın sadece FETÖ konusundaki önceki ve sonraki tutumu ve Yozgat 1. Sıradan seçilmiş olmasıyla, Yozgat’ın 4 milletvekilinin de AKP'li olması birlikte değerlendirildiğinde sayın Hakan’ın sorusuna cevabın hesaplanabilir olduğu ortaya çıkmaktadır. Sayın Hakan köşesinde hem sormuş hem de cevaplamış. tıklayınız. Gelelim söylediğine, “AVRASYA Tüneli’nin adı –Avrasya Tüneli- olsun demekle tünelin adı zaten var ne zorluyorsunuz?" demeye getiriyor.

Adı ve amblemi yandaki Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı anket sayfasındaki gibi belli olan Tünelin adını değiştirmeye çalışmak ya telif haklarından çıkan bir sorun açısından olabilir ya da tipik bir AKP gündem değiştirme taktiği ile oy hesabına yönelik, kutuplaşma üzerinden bir dayatma olabilir.
Bu isim değiştirme işinden biraz içimi dökmeye geçeyim affınıza sığınarak. Dün, Üsküdar Belediye Meclisinde ki tartışmayı aktarmak istiyorum aman sıkılmayın bana ne demeyin, sonunda neyle karşı karşıya olduğumuzun bir başka boyutunu görebilirsiniz belki...
Üsküdar Belediye Meclisi'nin dünkü oturumunun Gündem maddelerinde 3 nolu madde Kısıklı Meydanı’nın adının “Milli İrade Meydanı” olarak değiştirilmesiyle ilgiliydi.
İlgilenenler için talebin içeriğini verelim: Yazı, Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yazılmış, 30/11/2016 tarih ve 10956790-313-99-686 sayılı ve Belediye Başkanı Sayın Hilmi Türkmen tarafından Üsküdar Belediye Meclisine sevk edilmiştir.
Yazı şöyle; “15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde en büyük direnişin yapıldığı, bir ay boyunca Demokrasi ve Özgürlük nöbetlerine ev sahipliği yapılan Kısıklı Meydanı adının, Milli İrade Meydanı olarak değiştirilmesi için yazımızın Belediye Meclisine havalesini olurlarınıza arz ederim.”

Madde görüşülmeye başlayınca ilgili komisyona havalesi öncesinde bir grup meclis üyesi tarafından şöyle bir itiraz geldi; bazı üyeler mealen; - İsim değiştirme işlemlerinin kanuna uygun yapılması gerektiğini ve 5393 sayılı Belediye Kanunun Ad verme, tanıtıcı amblem ve flama kullanımı başlıklı 81. Maddesinin “Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararlarda; belediye meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğu, bunların değiştirilmesine ilişkin kararlarda ise meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı aranır. Bu kararlar mülki idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer.” şeklinde olduğunu hatırlattılar. Bu maddenin özeti, meydan özelinde şudur; eğer yeni bir meydan yapıyorsanız Üsküdar Belediye Meclisinin Üye tam sayısı olan 45+1 (Belediye Başkanı) yani 46 oyun yarısından bir fazlası olan 24 oy ile meydana isim koyulabilir ki, Üsküdar Belediye Meclisi 26+1 (Belediye Başkanı) AKP ve 19 CHP'li üyeden oluşmaktadır, bu durumda 24 oy ile bu işlem gerçekleşir. Ancak eğer talep yazısında olduğu gibi adı var olan bir meydanın adını değiştirmek isterseniz, üye tam sayısının yani 46'nın 2/3'ünün onayı gerekir ki, bu rakam 30’un üzeridir.

Kanun koyucu o kadar dikkatli davranmış ki, katılanların salt çoğunluğu veya 2/3'ü dememiş, ne demiş? Üye tam sayısının salt çoğunluğu veya 2/3’ü demiş. Durum böyle iken meclis üyelerinin bir bölümü burada bir uzlaşma olması gereğini ve dayatma yoluyla bunun yapılmasının, zorlanmasının doğru olmadığını belirttiler. Değişikliği hararetle savunan bir Belediye Başkan yardımcısı, meclis üyesi konuşmasında bunun nasıl yapılacağını komisyonda anlatacağını söyledi, kayıtlara geçmeyen açıklamasında ise Kısıklı Meydanının adının resmi olarak verilmiş bir isim olmadığını belirterek bu güya ismi olmayan meydana yeni meydanmış gibi isim verileceğini söyledi.

Kısaca bir zihniyeti ortaya koydu, yani yine zorlama, yine kandırma ve aldatma, yine kanunların arkasına dolanma, yine ne tür olduğu belli olmayan bir kurnazlık yoluyla kutuplaştırma.

Kısıklı Meydanı bazı literature göre adını meydandaki kısık yani az akan çeşmeden almıştır. Ben küçüklüğümde Kısıklı tramvayına çok bindim arkasına bile takıldım. Tramvay meydanda döner ve ring seferine öyle devam ederdi. 50 yılı buradan hatırlıyorum.

Benim anam Kısıklılı hem de kaç göbek ve o meydan üzerindeki bir evde otururlardı. Annemden, dedem ve anneannemin Kısıklılığına uzansam yeter. Cumhuriyet dönemi ve öncesini kapsayan bir Kısıklı Meydanı var yani. Ne diyeyim, Kısıklı Meydanında bir ses kısma operasyonu yapılıyor, kurbanda Kısıklılılar. Kurbanın sesi çıkar mı? Peki ben ne yapıyorum? Bağırıyorum ama duyan yok, duyan olsa da korkudan sesini çıkaran yok. Ancak mecliste konuşuyorum tarihe not düşmek için, bir de bu köşelerde yazıyorum milletin sesini duyurabilmek için. Heyhat; var mı yandaş medyadan başka bir medya ki bunları dile getirebilsin? Var, var olmasına ama, aması da var galiba.

Eğer bir duyan varsa diye söylüyorum. Rezillikleri görmek için yarın 07/12/2016 Çarşamba saat 16.00 da Üsküdar Belediye Meclis oturumuna beklerim (Yer: Yeni Üsküdar Belediyesi). Kısıklı Meydanı ve Demokrasi Şehitlerinin bazılarının isimlerinin yeni bazı parklara verilmesi konuları görüşülecek. Tabi ki utanıp geri çekmezlerse!!. Niye utanılması gerektiğini artık sonra yazarım.


Ercan Erdem