Türkiyede anayasal düzen kuramsal olarak, anayasıyı ihlal safhasını aşmış ve adeta anayasayı iğfal (milleti gaflete düşürme) aşamasına gelmiş gözüküyor..
Önce, Anayasanın fiilen askıya alınması ile başlıyan süreç,anayasal norm ihlalleri ile, fiili anayasızlaştırma olarak devam etmiş ve kılıfa uydurma aşamasına geçilmiştir..
Anayasal demokratik düzende, demokrasinin, mihenk taşı, anayasal meşruiyettir..
Anayasayı, demokratik denetim makenizmalarından kurtulmak için araç olarak kullanmak, bizatihi Anayasanın tağyiri olup ( fıtrat-ı tağyir, iyiden kötüye değiştirme),açık bir Anayasal düzen ihlalidir..
Anayasa normlarının, sayısal avantajlarla suistimali , meşruiyet sorununu ortadan kaldıramaz..
Egemenliği temsilien kullananların sayısal çoğunluğunun,anayasal norma, kanarya sevenler derneği tüzüğü muamelesi yapmasının,anayasa hukuku bakımından geçerliliği bulunmamaktadır..
Bu konular, modern anayasal doktrinde, tartışma dışı olan kabuller olup, "milletin sistem tercihi" retorikleri ile, üstü sıvanamaz....
Kuvvetler ayrılığı,kurumlar arası denge yerine, kişi vesayetine biat etmeyi bir anayasal model olarak sunmanın potansiyel riskleri tartışılmadan, el çabukluğu ile hayata geçirmeye çalışmak,demokratik hukuk etiği ile de bağdaşmamaktadır..
Kişiye özel, ısmarlama kalıplarla ,anayasa değişiklikleri,usul, esas ve etik bakımından,telafisi zor olacak,anayasa ihlalleridir..
Siyasi geleneğimizde, askeri darbeler yolu ile anayasa ihlalleri vardı, bu sefer sivil bir darbe ile, demokratik rejime müdahale edilme teşebbüsü var....




Baki Hür