Balyoz davasından ağır mahkumiyet kararları çıktı, mahkeme, garbeye eksik teşebbüs olduğuna karar verdi, Yargıtay incelemesi ve sonrada Anayasa Mahkemesi ve de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de konuyu inceleyebilir.. Sanık Avukatları , delillerin yeterince tartışılmdığını ileri sürerek ve darbe planları yapılırken görevde olan Genel kurmay Başkanı Hilmi Özkök ile, Karar Kuvvetleri KomutanıAytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenilmelerinin kabul edilmemesine tepki olarak son duruşmalara katılmadılar. Mahkeme ,kararında her halde ,bu iki kişiyi neden dinlemediğini açıklıyacaktır, aksi halde, Balyoz sanıkları, Kara Kuvvetleri Komutanından ve Genelkurmay Başkanından habersiz darbe hazırlıkları yapmış olurlar ki bu mümkün değildir, bazıları, Hilmi Özkök'ün darbe hazırlıklarının farkına varınca mani olduğunu yazııyorlar, darbe planları hakkında kendisine sorulan sorulara, "var da diyemem,yok da diyemem" , "kasaptaki ete soğan doğramam" gibi gayrıciddilik literaturune geçecek cevaplar veren paşanın ifadesine neden başvurulmadı önemli bir soru işareti, Kasaptaki ete soğan doğramak hakikaten de zor iş,ama , silah arkadaşlarının kaderinin belirlendiği duruşmalarda tanıklık yapmak,darbeyi nasıl engellediğini açıklamak o kadar da zor değil ,aynı zamanda da Demokrasiye karşı bir görev sayılır, paşayı Demokrasi kahramanı yapanlar bu duruma neden hiç ses çıkarmıyorlar anlaşılır gibi değil. Balyoz davası tarihe iki bakımdan geçmeyi hak ediyor, 1- ordunun seçkin komutanlarını en yüksek cezalara çarptırdığı için, 2- Aynı dönemde,darbeye teşebbüs eden komutanların başındaki komutan olarak Hilmi Özkök'ün dava dışında tutulduğu ve mahkemeye bir türlü getirilemediği için..
,Hilmi özkök, bu tarihi davadan,adeta "saraydan kız kaçırma"operasını hatırlatır gibi kaçırılmıştır..

Bedia Görgülü..