Ergenekon başlığı altında silsile halinde yapılan yargılamalar sonucunda Adalet tecelli etmedi..
Yargılamanın temel ilkeleri ağır biçimde ihlal edildi, amiyane tabirle, fabrikasyon suçlamalar, sahte deliller v.s ile yargı itibar kaybetti..
Dünyada bir ilk olarak, iddia ve yargı makamlarını işgal edenler, ya tutuklandılar ya da yurt dışına kaçtılar..
Silivri yargılamaları, yargılama yapanlaların mücrim, yargılananların kurban olduğu, "nadir dava" örnekleri, olarak tarihe geçtiler..
Askeri vesayet ile hesaplaşmak iddiası ile çıkılan yoldan, devletin bir çete tarafından işgal edilmiş olduğu gerçeğine varıldı..
Devlet işgal edilirken, devleti yönetenler ne ile meşguldü sorusunun cevabı henüz bulunamıyor..
Bugün, darbeye teşebbüs ettiği iddia edilen askerler ile , bir kısım yargı mensupları, bürokratlar, iş adamları v.s(sayıları binlerle ifade ediliyor), toplu halde yargılanıyor..
Suçlamalar reddediliyor,delillerin tartışmalı olduğu itirazları var, ..
En vahimi , istihbarat değerlendirmesi yapılmadığı,yeterli tedbirler ,anında alınabilseydi, can kayıplarının ve yaralananmaların önüne geçebileceği, bizzat töhmet altındaki yüksek rutbedeki askerler tarafından ileri sürülüyor....
Netice-i kelam;, gurup vakti, darbeye teşebbüs cesareti bulanlar, yüzlerce can kaybına yaralanmalara, neden oluyorlar....
Manzara, aynen, Ergenekon yargılamalarında olduğu gibi , yeterli şüphelerin giderek yoğunlaştığı bir düzende, seyrediyor ..
Fetö davalarının akibeti,Ergenekon davaları gibi olmasın....



Mücahit Haksever