Anayasa Mahkemesi 112 gündür açlık grevi yapan iki eğitimcinin, sağlık nedenleri ile yapılan tahliye talebini oybirliği ile.reddetmiş bulunuyor.

Karar kanun teknik bakımdan doğru olup, açlık grevi ve sonucu oluşan sağlık sorunları tahliye nedeni sayılamaz... Sağlık güvenliği , İnfaz Kurumlarının sorumluluğundadır.

Kararın gerekçesinde, derhal tedbir kararı verilmesini gerektirir bir durum olmadığı belirtilmektedir..
Derhal tedbir ibaresi, "acil tedbir" olarak gerekçelendirilmiş sayılmak gerekir...

Sağlık konusunda "acil durum"'u takdir yetkisinin mahkemelerin değil, ,tam teşekküllü sağlık kuruluşlarının uhdesinde olması gerekmektedir.
Gerekçenin devamında, başvuru kapsamında yeni gelişmeler olması halinde, "resen" yeniden değerlendirmeden bahsedilmektedir, 112 gündür sürdürülen açlık grevinin devam sürecinde oluşabilecek hasarları," zaman içinde "gözlemek,; içinde yaşamsal risk barındırmakta olan bir durum olup, gerekçeyi, hukuki dayanaktan yoksun hale getirmektedir.

Açlık grevi, temel hak düzleminde tartışmalı bir konudur. Özellikle yüksek yargının görevi, üzerinde yasal mutabakat sağlanamayan konuları, içtihat yoluyla Adaletin vicdanında çözüme kavuşturmaktır.

Yaşam ile ölüm sınırında seyreden ve kanuna aykırı sayılamayan bir eylemi, infaz kurumlarının rutin tedbirlerine terk etmek yerine, içtihat yoluyla müdahale suretiyle adil bir çözüme kavuşturmak yargının ihmal edilemez görevidir.

Candemir Demirci