Kuzey Irak Referandumu ve Statüko Ante - 17/08/2017 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Suriye'nin Kuzeyinden kıstırılmaya çalılşan Türkiye, Kuzey Irak referandum süreci ile, güneydoğusundan da cendereye alınıyor.
Çözüm sürecinin ağır misafiri Barzani, gemi iyice azıya almış durumda, ne İran ne de Rusya'nın ikazlarını ciddiye almıyor. Irak Meclis Başkanı, Referandum sonuçlarını tartışmayacaklarını ilan etti. ABD'nin tavrı -Suriye kuşatmasında, terör örgütleri ile işbirliği yaptığı için- ciddiye alınmayı haketmiyor. Türkiye, uzun zamandır bçlgesel yapının bayrak niyetine kullandığı sembollere devlet protokolü uyguluyor. Barzani, enerji transferlerini koz olarak kullanıp, Türkiyenin olası hassas tepkisini yumuşatmış gözüküyor. Birkaç cılız tavsiye kıvamında itirazların kıymet-i harbiyesi olmayacak. Bölge nüfusu, Irak işgali sonrasında, işgalci güçler ile yapılan işbirliğinin yardımı ile, adım adım, "etnik" bakımından "evet" sonucu çıkacak hale getirildi. Türkmen nüfus sürüldü kıyama uğradı. TSK'ya uzun zamandır sistematik olarak güç kaybettirildi. Fırat Kalkanı harekatı dar bir bölgede, neredeyse mahsur kaldı, içerde, güvenlik güçlerinin lokal olarak sürdürdüğü rutin mücadelenin, bölge stratejisini etkileyecek çapta olmadığı ortada... Uluslararası hukuk bakımından gerekenlerin yapıldığın dair bir işaret yok, Merkel ve Avrupanın yeni yetme,Türkiye karşıtları ile ağız dalaşı ile sonuç almak mümkün görülmüyor. Referandum, Barzani kurnazının zannettiği gibi, Bağdat ile aralarında bir iç mesele değildir, Türkiyenin kamu düzenini etkileme potansiyeli taşıyan bir hamledir. Irak'ın uluslararası meşruiyeti belirsiz ,koalisyon güçleri denen yapı tarafından işgali, bölgeyi Statüko Ante (önceki hukuki statü) ve 1924 şartlarına döndürmüş olup, " Türkiye, söz söylem hakkına sahiptir... Kum saati çalışmakta ve gecikmenin maliyeti ağır olacak gibi görünmektedir. Namık Kemal Korateş |
|||||||||
|