Barzani, Referandumda ısrarlı, güvendiği dağlara bu sefer kar yağmayacağını düşünüyor,..
Türkiye tarafından caydırıcı bir itirazdan ziyade, "emperyal atlara fısıldayan" bir üslup hakim..
Bu noktada, makarayı geriye sarmak gerekiyor..
Bahçeli, 8 Temmuz 2002'de, 11. Kocayayla Türkmen Kurultayında, "siyasi belirsizlik" bahanesi ile erken seçim çağrısı yaptı, tarihi " re'sen" 3 Kasım olarak belirledi, aksi halde çekileceğini söyleyip, koalisyon ortaklarını tehdit etti, 3 Kasımda seçimler yapıldı..( aynı gerekçeyi, Kemal Derviş de kullandı ve ortadan kayboldu..)
Koalisyon Başbakanı Ecevit ve Başbakan yardımcısı Mesut Yılmaz Irak'a bir askeri operasyona karşi çıktılar..
.Irak'ın yalan gerekçelerle(kitle imha silahlarının olmadığı daha sonra ortaya çıktı) işgalinin nihai amacı olarak, "25 Eylül Referandumu" ile karşı karşıyayız...
Hemen arkasından, Suriye kuzeyindeki pkk kontrolündeki, Abd destekli yapıda seçimler yapılacak..
Irak işgali ve Suriye'ye " hayali" demokrasi getirmenin bedeli, Türkiyenin önüne, iki sınırında devletleşme yolunda , " etnik kargaşa "faturası olarak konuyor..
57. Hükümet, bu sonucu öngördüğü için dağıtıldı..
Bugünün sorusu şudur;
Devlet bey, ismi ile müsemma bir refleks mi gösterecek,, yoksa;
" siyasi belirsizlik" gibi, daha ziyade karı koca kavgalarında kullanılan soyut bir gerekçe ile koalisyon dağıtan bir siyasetçi olarak,
TC devletinin bekasını zorlayabilecek bu gelişmeler karşısında, iktidarın paralelinde kalıp, 140 karakter üzerinden yaptığı muhalefetini mi sürdürecek..!!!
Kum saati doluyor..

Kaan Kaygılı