Sulandırmanın tuzağına düşmek - 22/09/2017 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Hakim ve Savcılar Kurulu Başkan vekili, darbe teşebbüsüne ilişkin bütün davaların 2018 yılı adli yılı içinde sonuçlanacağını söylemiş..
Temenni mi , tavsiye mi , yoksa yargıya talimat mı anlaşılamıyor.. Hangi amaç ile söylenmiş olursa olsun, yargı üzerinde, sicil amiri pozisyonunda olan bir yetkilinin, bu beyanı sorunlu.. Beyanın içeriği sorunu daha da derinleştiriyor, sayın yetkili, ".. darbe yargılamalarını deruhte eden hakim ve savcılar, sanıkların her türlü hakkı suistimal ederek, duruşmaları sulandırmalarına, yargılamayı mecrasından uzaklaştırma çabalarına rağmen, dirayetle, ciddiyetle yargılamayı götürüyorlar, yargılamayı özünden saptırmadan," değerlendirmesi yapmış.. Hakim ve savcıların görev aşkı övülürken, sanıklar hakkında yapılan ithamlar, " ihsası rey" tehlikesi taşıyor. Yargılamayı sulandırma söz konusu ise, yargılama makamının durumu tespit edip müeyyideye bağlaması gerekir. Yargı süreci hakkında hukuki değerlendirme yapmak, yargılama yapan mercilerin işi olması gerekir, süren bir dava ile ilgili dışardan yorum yapmak, hele , ilgilinin HSK yöneticisi olan biri olması halinde, yargılamalar üzerine, sulandırmadan ziyade, gölge düşürür.. Ergenekon sürecinde yeterince itibar kaybına uğramış olan yargı, darbe teşebbüsü davalarını layık-ı veçhile bir liyakatle tamamlamak zorundadır. Dışarıya kaçmış derin yapı/yargı mensuplarının, sistematik bir şekilde servise koyduğu, kara propagandalarına, ancak, bağımsız ve tarafsız bir yargı tasarrufu ile karşı konulabilir. Burhan Karagöl |
|||||||||
|