Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı'nın, Fetö'nün bir numaralı siyasi ayağı olduğunu iddia etti.
Cumhurbaşkanı, kendisine yapılan her türlü sözlü yazılı itham ve hakaret şüphesi olan beyanları takip ettiriyor ve yasal yollara başvuruyor.
Kimsenin kimseye hakaret etmeye ve iftira mahiyetinde fiil isnad etmeye hakkı yok.
Ceza Kanunu bu ve benzeri eylemler hakkında gerekli ve yeterli müeyyide düzenlemelerini ihtiva ediyor.
Terörle Mücadele Kanunu, terör örgütü üyesi olmamakla beraber, örgüte yardımcı olma fiillerini suç olarak kabul ediyor.
Fetö yapılanması, terör örgütü olarak kabul ediliyor, ve örgüt mensubu olmayıp bir şekilde iltisaklı olanlar, örgüte yardımcı olma suçundan yargılanıyorlar, mahkum oluyorlar.
Fetö yargılamalarında en sorunlu alan, suçlamaların başlangıç tarihi.
İktidar, bu yapılanmaya özel bir "suç zamanlaması" tanımı yaptı ve örgüt ile ""ilişki kavramını"" belli bir tarihten itibaren başlattı.
Bu tarihten önce bu yapı ile ilgili her türlü münasebet, "suç teşkil eden fiil " kavramı dışında tutulmaya çalışılıyor.
Ceza hukuku ve suç teorisi prensipleri bakımından, bu yaklaşım sorunlu, cemaat olarak bir araya geldiği varsayılan bir yapının, belli bir tarih itibarı ile, suç örgütüne dönüşmüş olduğunun kabulü, "hayatın olağan akışı"na da aykırı.
Bu yapının ileriye dönük tasavvurunun, devleti kendine özel yollar ve usuller ile işgal etmek olduğu, ilk günden itibaren, bilmesi gerekenler tarafından, biliniyor..
Bugüne kadar bazı iktidarlar mesafe koymuş, olabildiğince uzak durmuş, bazıları görmezden gelmiş.
Akp iktidarının durumu farklı, örgüt, en ziyade bu dönemde teşvik görmüş, devletin bütün kurumlarına nüfuz etmiş, iktidar zirvesini işgal eden kudretlilerin, kamuoyu önünde, örgüte ve liderine dizdiği övgüler , bütün tazelikleri ile arşivlerde..
Örgüt üyesi olmaktan yargılanan damatlar, yeğenler , v.d organik ilişkiyi ortaya koyuyor.
"ne istediler de vermedik" tümcesi de, aşinalığın karinesi olarak, bütün çarpıcılığı ile ortada.
İktidar milletvekili, yargılamaları etkilemek, yargılanan, "deşifre olmuşları" kurtarmak için , "borsalar" kurulduğu gerçeğini, cesaretle ortaya koydu..,
Sonuç olarak, fetö denen ervah-ı habise/habais 'lerin, iktidar eteklerinde ne kadar metastaz yaptığının, bütün çıplaklığı ile gün ışığına çıkması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı kendisi hakkındaki beyanlar ile ilgili hukuk yollarına başvurmakta haklıdır, ama bu konudaki iddiaların Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu bakımından yansımaları olacağından, tazminat davası boyutlarını aşan mahiyeti nedeniyle, "iftira " suçu kapsamında, ceza davası konusu yapılması gerekmektedir.



Nurşin Gezgör