İsmail Kahraman, TBMM Başkanı olarak, inciler döktürmeye devam ediyor,..!!
Cumhurbaşkanın huzurunda coşmuş, mebzül temenna'larla tezyin ettiği konuşmasında,Abdülhamit ile Erdoğan arası dönemi, "duraklama devri" olarak takdim etmiş..
Osmanlı hanedanı ile Cumhuriyetr arasındaki devamlılık iddiası, kişisel hezeyanı gibi gözükse de, bugünden bakınca , bazı benzerliklerden cesaret almış olabilir..
Bugün de , "Hanedan " benzeri bir yönetim anlayışı var, sayın Kahraman dahil, bütün Akp cemaati, sayın Cumhurbaşkanının iki dudağının arasında iktidar eyliyorlar..
Abdülhamit, Tanzimat ve Meşrutiyeti süreçlerini restore etmek iddiasındaydı, Cumhurbaşkanı da, Cumhuriyeti Hanedansız bir "Saltanat"a doğru dönüştürmek için çalışıyor..
Abdülhamit, Yıldız sarayını, başkent içinde bir başkent olarak donatmıştı, Cumhurbaşkanı da, Külliye'yi, başkent içinde bir başkent olarak fonksiyonlandırdı..
Binlerce oda, , "ibadullah" başdanışman kadroları, binlerce kişiyi ağırlamak için kaynayan kazanlar, badem unu ile yapılan özel lokmalar, nerdeyse kişiye özel kümeslerde yetiştirilenler v.s..
Bugün, keyfiyet bakımından ,Meclis-i Mebusan'ın bile gerisine düşmüş bir meclis var, kararnameler ile dumura uğratılmış vaziyette, mebusların, konuşma hakları bile keyfi kararlar ile , konuya göre tırpanlanıyor..
En son, saltanat meraklısı, Kahraman, , vekillerin konuşma hakkını kısıtladı..
Kahraman ve aynı zihniyeti taşıyanlar, Cumhuriyeti, üç metreye iki kalas koyma zannediyorlar, keresteye rende atmayı da seven Sultanı, siyaset dehası....
Abdülhamit Yıldız sarayında Opera seyredermiş. Kahraman, kadınların, meclis içinde oyun sergilemesine bile tahammül edemedi.
Abdülhamit, polisiye romanlara meraklıymış, özel bir tercüme ekibi, yabancı polisiyeleri anında tercüme ederek , hemen okumasını sağlarmış..
Yıldız Sarayı hakkında biraz daha araştırma yapsınlar, Abdülhamid'in gizemine varsınlar, .
Yıldız'ın mimarisi hakiki bir saltanatı simgeliyor, Beştepedeki mimari ise, Cumhurbaşkanının, Kars'ta ki, "anıt" için söylediklerine tam uyuyor.....
Osmanlı ihtişamlı bir imparatorluktu, Cumhuriyet de döneminin en modern projesi, bugünlerle mukayese hakikaten zor, yükseliş döneminde miyiz, çöküş dönemindeyiz, yakında anlaşılır.




Zahit Emiroğlu