Öncelikle Temel Sağıroğlu imzalı bir yazının özetini vermek isterim. Yazı mealen; “Türkiye de seçime gitmek isteyen iktidar döviz, akaryakıt, tereyağ, et, vb. tüm temel ihtiyaçların artması ve üstüne üstlük iktidarın oy patlaması yaptığı yerlerde şeker fabrikalarının satışını da değerlendirerek seçimin iktidar için intihar olması gereğine işaret ediyor.
Tarihe not düşmek için diyor ki; Bu işin altında bir hesabın varlığına işaret ediyor. Bu hesabında ABD tarafından yapıldığını, ABD nin Türkiye ajanları aracılığıyla seçim organizasyonları yaptığını ve iktidarın bu kötü durumunda seçimin kazanılması için bir destek gerektiğini belirtiyor.
Bu desteğin, Fetullah Gülen’in paketlenerek güvenlik güçlerimize teslim edilmesi olduğunu söylüyor. Ve buna da bizim güvenlik güçlerimizin bu işi yaptığı süsünün verileceğini vurguluyor.” Buyurun bir de buradan yakın. Bu ince mühendislik gerçekleşir mi? bilemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı geçen hafta bir açıklamasında Arnavutluk ve Gabon dan getirilen FETÖ mensuplarını vurgulayarak ABD den de alacağız mealinde bir açıklama yaptı.

Seçimle ilgili olarak, CHP bugün demokrasi adına dünkü yazımda da belirttiğim çok adayla Cumhurbaşkanlığının ilk turuna gitmeyi hedefleyen bir işaret verdi. İnsanların karşısına alternatif sunma adına İYİ partiye milletvekili vermek müthiş bir işti.
Tabii böylece gizli, entrikalarla dolu Cumhur İttifakının YSK oyunu nu bozmuş oldu. YSK İYİ partinin seçime girebileceğini mecburen açıkladı diye düşünüyorum. CHP nin bu yaptığı olmasaydı YSK mühürsüz pusulaları geçerli saydığı gibi burada İYİ parti için katılamaz kararı verebilecekti. Emir ve komuta içerisinde hareket ediyor gibi bir görünümü var bazılarının nedense?

Ben, bu demokratik düşüncenin (milletvekili desteği) CHP tarafından genişletilebileceğinin iyi bir fikir olabileceğini ve bunun değerlendirilmesi gereğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimini Muhalefet cephesinden bir adayın kazanabilmesi için halkın oylarının konsolide edilmesi ve seçimin 2. Tura taşınması gerekiyor.

Eğer Cumhur ittifakı demokratik bir çeşitlilik isteseydi en azından BBP sini de ittifaka dahil ederdi. Ancak MHP bunu istemediğinden, AKP de MHP’yi küstürmek istemediğinden AKP, BBP oylarını bir cinlikle kotarmaya çalışacaktır. Muhtemelen kilit isimleri seçimden sonra sarayda veya seçimde milletvekili olarak değerlendireceği sözü verecektir.
Burada kilit parti SAADET partisi dir. Benim elimde yeterli sayıda milletvekili olsa SAADET partisine de milletvekili devreder, hem bu işlemin demokrasi ve çeşitlilik ile oyların ziyan olmaması adına yapıldığını ispatlar ve de AKP ile MHP li sözcüleri sustururdum. AKP veya MHP de bunu yapabilirlerdi ancak onlar değişik hesaplar peşinde olduklarından demokrasi ve çoğulculuk onlar için önemli değil. Onlar kendi ikballeri için varlar.
Sonuç olarak yeterli milletvekili olan partiler Cumhur ittifakı karşısında oy konsolide edebilmek için parlamento da bulunamayan partilerin ne olacağı belirsiz bir şekilde “100.000” imza peşinde zaman harcamalarının önüne geçer ve 2. Turda ki olası ittifakın önünü daha da açarlar. İYİ parti sorunu akıllı bir hareketle çözüldü, bunu yaymak nasıl olur diye düşünmek lazım. Acaba Saadet, Vatan, DP, millet, vd. partiler bu boyunduruktan kurtarılabilir ve yeni ittifaka dahil edilebilir mi?
Kısaca Sayın Kemal Kılıçdaroğlu böyle girişimde bulunur mu? Aslında bunu tek yapabilecek kişi Sayın Kılıçdaroğlu dur.


ERCAN ERDEM