07 Haziran 2015 Genel Seçimlerinin en dikkat çekici sonucu, HDP'nin seçim barajını aşmış olmasıydı.
%13.1 gibi, barajın oldukça üstünde ve parlamento temsili bakımından güçlü sayılabilecek bir çoğunluk elde eden HDP, bir bölge partisi olma kapasitesinden, Türkiye partisi olmaya doğru bir genişleme potansiyelinin işaretlerini vermişti..
Demokratik çoğulculuk bakımından önemli olan bu sonuç, kısa zaman içinde, 1 Kasım Genel Seçimleri ile neredeyse kadük hale getirildi..
Bu sonuçta, bölge seçmenin tavrından ziyade, Türkiye genelinde, seçmenin demokratik oy tepkisi önemlidir ve değerlendirme üstünlüğüne sahiptir.
Bölge halkının ağırlıklı olarak subjektif nedenlerle, oy verme geleneğini sürdürmesi beklenen bir hal olmakla beraber, Türkiye siyaseti için oy kullanan seçmen ilk defa kendi çizgisi dışında demokratik bir saik ile oy kullanmıştır.
Yaklaşık üç yıl sonra, bir başka genel seçimde, Türkiye "genel seçmeni", "genel oy" vasıtasıyla, bir kere daha,- terör hegemonyası ile bölgeye sıkışan/ sıkıştırılan- bir partinin, TBMM'de temsili meselesini değerlendirecektir..
Serbest seçim hakkı, temel bir insan hakkı olmanın ötesinde, Türkiye örneğinde, terörün siyaset üzerindeki vesayetini kaldırma sorumluluğu ile de karşı karşıyadır.
Bu sorumluluk, bölge seçmeninin değil Türkiye seçmeninin omuzlarındadır.
Şiddet ve duygusal bağılık ile yönlendirilmeye çalışılan siyasi irade ile , terörü siyasetin dışına itme amacı ile kullanılacak siyasi iradenin, demokrasiye hizmet edecek bir noktada buluşuyor olması, Türkiye demokrasisinin bir ironisi sayılabilir ama sonuç alma ihtimali de yabana atılamaz.
Açılım sürecinin -hangi nedenle olursa olsun- başarıya ulaşamamış olması gerçeği karşısında, seçmen sorumluluğu ve oy kullanma stratejisi, bir kez daha , demokratik gelecek için, hayati önem kazanmıştır..
Türkiye seçmeni, demokratik bilinç bakımından dünyanın gerisinde olmayıp, gerektiği zamanlarda, öngörülemeyen oranlarda "seçici" olabilmektedir..
Tarihi düne kadar belirsiz olan erken seçimlerde, seçmen , "kıl terazisi" haline gelen oy sandığında, terazinin bir kefesine iradesini, bir kefesine de Demokrasiyi koymak durumundadır..


Melahat Kayacı