AB kodamanları, Brüksel zirvesinde, Türkiye de "konaklandırılan"mülteciler için 3 milyarlık (ikinci dilim.. ) bir yardım paketini içeren mali desteğin serbest bırakılmasına karar vermiş.
Aynı toplantının sonuç bildirgesinde, AB Afrika Fonuna da 500 milyon avro transfer etme kararı da bulunuyor...
İtalya Türkiye'ye verilecek fon için Afrika Fonunu aktarma yapılmasını şart koştu ve istediğini aldı.. Afrikalı mülteci baskısına en çok İtalya muhatap oluyor.
Türkiye, ağırlıklı olarak Suriyeli mültecilere bağrını, iktidarın, "Ensar anlayışı" (Arapçada ; yardım edenler, yardımcılar, Mekke'den Medine'ye göç eden Müslümanlara yardım eden Medineli Müslümanlar...) gereği açtı.
Yıllardır, Türkiye'de barınıyorlar , sağlık yardımı alıyorlar, iş kuranlar var.. Arapça konuşan bir mafyanın palazlandığı, ahlaki düzeni için risk oluşturan gurupların çoğaldığı iddiaları var, sosyal barış için potansiyel tehlike teşkil ettiklerini gösteren olaylar da az değil..
Sonuçta , Türkiye, maddi manevi ağır bir yükün altında, cumhurbaşkanının ileri sürdüğü rakamların( 40 milyar avro..) yanında ,bugüne kadar yapılan tahsilat , ulufe gibi, devede kulak mesafesinde..
Bir kısmına vatandaşlık verildiği biliniyor, artık içimizden biri gibiler, bayram tatillerini Suriye'de geçiriyorlar ve tatil sonrası tekrar dönüyorlar, amiyane tabiri ile " ekmek elden su gölden " durumu var, Türkiye'nin yaptığı, Medineli Müslümanların , "Ensar" anlayışının üstünde.
İlanihaye Ensar'lık yapmak, ekonomik kriz eşiğindeki ülkede, soğanı bile tane ile alma hesabı yapan kesimler için ne kadar katlanılabilir, bilinmez..
Anadolu topraklarını , üreme hızı ve kapasitesi yüksek milyonlarca Arap nüfusa uzun süreli "misafirhane" yapmanın toplumsal ve ekonomik maliyeti, AB 'nin keyfi hibeleri ile karşılanacak seviyeyi aşmış durumda.

Kemal Kara