15 Temmuzun Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı oldu, Genelkurmay II . Başkanı da, boşalan Genelkurmay Başkanlığına atandı..
Her iki komutan da, 15 temmuz hain darbe teşebbüsü esnasında, Genelkurmay Karargahının I ve II numaralı sorumlularıydılar..
Her ikisi de , isyancılar tarafından derdest edildiler, daha sonra -her ne yapıldıysa-, bırakıldılar..
Bir eski komutan, Milli Savunma Bakanı olan komutanı tebrik ederken imalı bir dil kullanmış, "..artık üniforma giymeyecek oluşunuzdan mutluluk duyuyorum.."mealinde bir paylaşımda bulunmuş.....
Karargah'ın en üst seviyesinde görev yapmış bir eski komutan olarak, 15 Temmuz rezaletinin yaşanmasında ve devamı süreçlerdeki, -isyancılar tarafından rehin alınması da dahil olmak üzere- sorumluluğuna vurgu yapmış..
Kalkışmanın ikinci sene-i devriyesinde, karargahın en üst seviyede iki sorumlusunun , rutbe terfii ile Komutan ve Bakan olmalarındaki takdir hakkının yerinde kullanılmış olmasını temenni etmekten başka bir yol yok..
Ama ,bir gerçeğin üstünü örtmek mümkün görülmüyor.. Kanlı kalkışmada canlarını kaybedenler, yaralananlar, "kuruların yanında, aileleri ile birlikte yanan yaşlar"..kandırılan harbiyeliler, kuleli askeri liseliler..... ne yazık ki ,15 Temmuz öncesine dönemezler...
İsyancılar yargılandı/yargılanıyor, ama , hizmet kusurları ve görev ihmalleri üzerinde, gerekli ve yeterli bir değerlendirmenin yapıldığına dair bir işaret ortada bulunmuyor..

Numan Karakaş