Yunanlı iki asker , askeri bölgede yakalanıp,"askeri casusluk girişimi ve yasaklı askeri bölgeye girmekle .." suçlanıp, derdest edildi ve haklarında dava açıldı, Çipras , her görüşmelerinde ve dolaylı olarak Erdoğandan , iki askerin bırakılmasını istedi fakat, "yargı bağımsızdır" mazereti ile , talebi karşılık bulmadı,,,
Dosya muhtevasında bir değişiklik olmamasına rağmen, iki asker..dün itibarı ile , "aniden", tahliye edilip , Yunanistana deport edildiler..
Daha önce, terör örgütü propagandası ile suçlanan, bir Alman gazeteci de, dosyadaki ithamlarda bir değişiklik olmamasına rağmen , bir akşamüstü- -adli kontrol" şartı da olmaksızın- tahliye edildi ve hemen , Silivriden Yeşiköye geçip, kendisini bekleyen uçağa binerek Almanyaya döndü,..
Güneydoğuda, pkk ile irtibatlı çatışma bölgelerinde "gazetecilik..!!" yaptığını iddia eden bir Fransız gazeteci, terör örgütü üyeliği suçlaması ile, 7 hafta gözaltında kaldıktan sonra,, Mcron'un ricası ile memleketine gönderildi..
Merkel, Macron, Çipras, Erdoğandan ricacı olmuşlar ve yargı süreçlerine "bozucu" etkide bulunmuşlardır..
Trump'ın da , Pastör Brunson hakkında da, aynı yönde talepte bulunduğu fakat, pazarlık sürecine başka yasadışı unsurlar karıştığı için, sonuca ulaşılamamış olduğu anlaşılıyor..
Yargı süreçlerindeki ani değişikliklerin çoğalmaya başlamasının nedeni 694 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname olduğu anlaşılıyor.....
Olağanüstü hal kapsamında değişiklik yapan 15/8/2017 tarihli Kanun Hükmündeki kararnamenin m.74 son paragrafı ile,
".. Türk vatandaşları hariç olmak üzere tutuklu veya hükümlü bulunanlar,.."milli güvenlik veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanının talebi üzerine , Adalet Bakanının teklifi ve Cumhurbaişkanının onayı ilşe bir başka ülkeye iade edilşebilir veya bir başka ülkedeki tutuklu ya da hükümlü bulunanlar ile takas edilebilir..." düzenlemesi yapılmış olup,
Cumhurbaşkanına( Başkan) , yargı safhasındaki yabancıların hukuki durumuna doğrudan müdahale imkanı vermektedir..
Özetle, Türkiyede soruşturulan, kovuşturulan (yargılanan) yabancılar, Cumhurbaşkanının takdiri ile, serbest kalıp ülkelerine dönebileceklerdir.
Bu düzenleme, Cumhurbaşkanınıa, yabancı şüpheli ve sanıklar hakkında, -bırakın Adli Yargının -Anayasa Yargısının da üzerinde tek başına tasarruf yetkisi tanımaktadır..
Sonuç olarak, son tahliyeler göstermektedir ki; yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi ile, yabancı uyruklular, , Türkiyede , sadece yargının değil , Başkan'ın da "siyasi" teminatı altında bulunuyorlar..



Rüstem Dalgıç