Hasta yakınları hizmetinden memnun olmadıkları doktorları darp ediyorlar, hızını alamayanlar da öldürüyorlar..Özel güvenlikçiler yerersiz , hastasına özel ilgi isteyenler de pervasız olunca, istatistiki olarak mesele münferit vaka olma halinden çıktı ve sağlıkçıların can güvenliği sorununa dönüştü..
Kamuoyu hassasiyeti artınca , "yasal bir düzenleme" ile konuya neşter atma çaresi gündeme geldi..
Yapılan düzenlemenin, güvenlik bakımından ne kadar sadre şifa olacağı bilinmez ama, bir kısım doktor , "sınırlı bir mesleki yaşama " mahkum edildi..
Haklarında ceza içeren bir mahkumiyet hükmü bulunmayan , fakat, devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya guruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden çıkarılan veya güvenlik güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan tabibler ve dis tabibleri, artık sadece SGK kapsamında hizmet vermeyen özel kuruluşlarda çalışabilecek ve tıbbi rapor yazma yetkileri olmayacak..
Komkisyonda kabul edilen maddenin yazımı yeterli hukuki açıklıkta bulunmuyor......
"değerlendirilen" ifadesi, subjektif bir yargıya işaret etmekte olup, bir yasama tasarrufunun gerektirdiği objektif olma unsurunu ihlal ediyor....
Milli güvenliğe karşı faaliyette bulunma suçu sübut bulması halinde yeterli bir gerekçedir..fakat, bu yapılar ile mensubiyetin bir soruşturma/kovuşturma süreci sonunda "hüküm" haline gelmesi zorunluluğu vardır..
Maddenin yazımından, milli güvenlik karşıtı faaliyette bulunduğuna karar verilen oluşumlardan bahsedilmekte olup, ilgili kişinin, milli güvenlik karşıtı eylemi sözkonusu olmayıp, üyelik, mensubiyet , iltisak ve irtibat "değerlendirilmesi" yeterli görülmektedir..
Ceza Hukukunda , idarenin "değerlendirme"'sinin bir ceza müeyyidesine dayanak yapılması mümkün değildir..
Ceza Kanunu m.2 f.2 'de "suç ve cezada kanunilik ilkesi" başlığı altında, "idarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza konulamaz" hükmü bulunmaktadır..
Anılan düzenleme ile, idarenin bir işlemi dayanak yapılarak, yargı kararına dayanmayan bir "değerlendirme" ile, dolaylı bir ceza hükmü tesis edilmektedir.
Doktor'un, kazanılmış mesleki görev hakkı ve Anayasa m.70 ile düzenlenen "Kamu hizmetlerine girme hakkı" engellenmekte olup aynı zamanda ..
Anayasa m. 70 2.fıkrasında; hizmete alınmada "görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez" hükmü de göz ardı edilmiş olmaktadır..
İktidar milletvekillerinin, "devletin kendini savunması" zorunluluğuna vurgu yapmaları haklılık içermekle beraber. yasama tasarrufunun, aynı zamanda objektif bir hukuk güvenliğini de tesis etmesi germektedir..
Derin yapılarla mücadele ederek devleti savunmanın tartışılacak bir yanı yoktur, ama doktorların da can güvenlikleri yanında mesleki müktesebatları da korunmalıdır..

Bülent Beyoğlu