Cumhurbaşkanı bazı ilçe isimleri sayarak, buralarda yaşayan seçmenler için "Türkiye yansa umurlarında olmaz" mealinde konuşmuş..
Oy tercihi profili bakımından bu ilçeler (ve benzerleri) Türkiye gerçeklerine duyarsız olmakla itham ediliyor..
Adı geçen, geçmeyen , aynı zihniyet dünyasında olan seçmenler hakkında , bu kadar açık , dışlayıcı ve suçlayıcı bir ithamda bulunmak , hem beyan sahibinin statüsü hem de kendi içindeki tutarsızlıklar bakımından sorunlu..
Cumhurbaşkanı Türkiye için sarf ettiği yoğun mesai bakımından ,- farklı fikirlere karşı -aşırı duygusal değerlendirmeler yapıyor..
Uzun süren iktidar sürecinde, -işin tabiatı icabı ve zorunlu olarak- siyasetin ürettiği rant katmanlarından nemalanan guruplar oluştu ve bunlar da Türkiye'nin bekası için değil kendi konforlarını korumak adına , ayrıştırıcı bir dil kullanmakta perva göstermemektedirler.... , ..
Ama Cumhurbaşkanı'nın durumu farklıdır..
Son dönem Türkiye 'de tartışma dışı olan sosyo/ politik gerçek Erdoğan tarz-ı siyasettir.. . Bu gerçek, mevcut iktidarı ; Erdoğan ve diğerleri olarak tarif etme zorunluluğunu ortaya koymakta olup. ,diğerleri için ise bu gerçek, hayati bir varoluş soruna işaret etmektedir..
Cumhurbaşkanına siyaset sosyolojisi bakımdan fikir imal edenler, kendi gerçeklerini Türkiye gerçeğinin önüne koymakta ve bu nedenle,
Cumhurbaşkanı ile siyaseti kesişmeyen ve kesişme ihtimali olmayan zihniyet dünyasının "umur sorunu" da yanlış teşhis koymaktadırlar.. ..
Bu aşamada, cevaplanması gereken; Cumhurbaşkanı'nın itham ettiği yerleşim yerleri ve yurttaş profili, Türkiye'nin hangi kaymağını yemektedir,,.. sorusudur..
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve diğer bakanlıklarca, yıllardır ,gıda yardımları,, barınma yardımları, sosyal konut projesi yakacak yardımları, eşi vefat etmiş kadınlara yönelik yardım programı,, muhtaç asker ailelerine yönelik yardım programı, öksüz ve yetim yardımı, doğum yardımları ve benzeri sosyal ekonomik yardımlar ( doğrudan gelir desteği dahil).. içeren destek programları uygulanıyor, Anayasada ifadesini bulan sosyal devlet tanımı bakımından , doğru ve gerekli olan da budur, ..
Bu yardımların hangi kriterlere göre yapıldığı ayrı bir sorun olup ,siyasi ölçütler kullanılıp kullanılmadığı meselesi de büyük önem taşımaktadır..
Cumhurbaşkanının ifadesindeki "kaymağı yiyenler" bağlamında sorgulanması gereken husus, adı geçen ilçeler ahalisinin , bu yardımlardan ne miktarlarda nemalanmakta olduğudur..
Sonuçta ,devlet hazinesinin paylaştırılmasının belirli bir adalet düzeni içinde yapılması zorunluluğu vardır.. Sadece politik destek sağlanan unsurlara yönelik bir kayırma, " kaymağın" adaletsiz ve " ulufe" gibi dağıtılması sonucu doğurur ki bu Cumhurbaşkanınca da arzulanan bir husus değildir..
Kendi emeğinin ürünü, ,vergisini verdiği helal kazancı ile kaymak yiyenler veya iki kadeh rakı içenler" muhtemelen takdir dahi beklemeyen sade yurttaşlardır, Bu insanları tahkir etmek, toplumsal ayrışmayı arttırmaktan başka bir işe yaramaz..

Gültekin kazancı