Cumhurbaşkanı kısa bir süre önce, , kendisine Mozart dinlemeyi önerenleri( bir şişe bira tavsiyesi de var) faşistlikle itham etti, ..
Birkaç gün sonra,
Fazıl Say'ın Truva Sonatı bestesini dinlemeye gitti, övücü sözler ile takdirlerini belirtti, kendisini Külliyede konser vermeye davet etti.
Fazıl Say , bu buluşmaya kadar , muhalif mahalleden sayılıyordu..
Ömer Hayyam paylaşımları yapmış, otoriter yönetim/siyasi baskı imalarında bulunmuştu..( sosyal medyada çokça görülen ergen serzenişleri olsa da , Fazıl Say adı, meselenin abartılmasına yol açtı, yankısı çok oldu) ..
İktidar trolleri ve yancı yazıcılar, milletin değerlerinden bahisle kendisini hedefe koydular, bu durumun doğal sonucu olarak, zaman ,zaman sanatını icra mekanlarını bulmada zorluklarla karşılaştığını beyan etti..
Annesinin ölümü nedeniyle Cumhurbaşkanı kendisini aramış ve o da, Cumhurbaşkanını, Truva Sonat'nın Ankaradaki ilk dinletisine davet etmiş..,,..
Cumhurbaşkanı, başsağlığı dileklerinde ve cenaze törenlerinde , her kim olursa olsun acıları paylaşma konusunda insancıl bir hassasiyete sahip..
"Sağlar hakkında" , onlar /bunlar söylemi ile , siyaseten yaptığı ayırımları , "mevtalar" nezdinde sürdürmüyor, herkesin cenazesine aynı vicdan ile yaklaşıyor..
Hikayenin görünen yüzü böyle..
Yancılar,Cumhurbaşkanının davete icabet etmesine rağmen, Fazılı eleştirmeye devam ettiler ve hatta , Cumhurbaşkanı üzerinden, kendisini temize çektiğini iddia edenler oldu, ikisi arasındaki yakınlaşma, henüz bu cenahta tam sindirilebilmiş değil gibi, biraz zaman alması da doğal..
Fazıl'ın mahallesi de, birden bire ortaya çıkan muhabbetli davranışları tam özümseyemediği için, farklı yönden imalarda bulunuyor..
Sanatçının bunlara aldırmaması gerekiyor, muhalif olmak zor iştir, bazen kimseye yaranamazsınız, her daim bedeli vardır, meşakkatli bir süreçtir,ısrarcı olmanın maliyetini hesap etmek kolay değildir..
Fazıl Say ,
demokrat olmakla iktifa edip, daha sukunetli bir yolu tercih etmiş gözüküyor..
,


Bahattin Saygılı