Pazar akşamı saat 21.00 sularında can sıkıntısından kanallar arası dolaşırken HaberTürk Tv de Veyis Ateş'in programına takıldım. Konuğu Sayın Selçuk Şirin di. Uzun bir süredir Sayın Şirin'i takip etmeye çalışıyorum. Tevazu sahibi bir kişiliği var. Ardahanlı olduğunu söyledi. Veyis Ateş'in halktan gelen sorularından bir tanesi, neden Türkiye de bir Üniversitede olmadığı? şeklindeydi. Bu soruya verdiği cevap; "Beni istemediler ki." şeklinde oldu. Şöyle bir geri dönüp bakınca Hürriyet gazetesindeki son yazısının 28 Ekim 2018 günü yazıldığını gördüm ve yazıyı tekrar okudum. Sonra eski yazılarını karıştırdım, uzun yıllardır tersliklere dikkat çekiyor. Coğrafyanın bir kader olmadığını söylüyor, bazı şeyleri yapıp yapmamanın bir tercih olduğunun altını çiziyor. Katma değerli üretimin altını çiziyor. Yıllardır PISA (Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır.) sonuçlarına göre çocuklarımız ve gençlerimizin ve dolaylı olarak halkımızın bir kısmının okuduğunu anlamadığı sonucunu haykırıyor. tıklayınız,
Düşünün, okuduğunu anlamayan bazı Hukukçular yetiştiriyoruz, bunların bir kısmı TV lerde ahkam/ahkâm kesiyorlar, (Sayın Şen, Epözdemir, Erdem, ve diğer bazıları hariç). Muhakeme kabiliyetleri eksik bu zat-ı muhteremler, Anayasa dan Sistem sorununa kadar bir şeyler söylüyorlar, bizlere de kuzu kuzu dinletiyorlar. Aslında şöyle bir durumu muhakeme edince görülüyor ki; bazılarımız bu tür başarılı ve Türkiye sevdalısı insanları istemiyoruz. Bunları TV lere çıkarmıyoruz. Bu tür memleket sevdalıları bazı medya tarafından pek tutulmuyor. Adını vermeden geçemeyeceğim, bu tutulmayanlardan bir tanesi de Sayın Prof. Dr. Özgür Demirtaş, adamcağız Türkiye'ye geldiğinden beri ekonomi üzerine bir şeyler anlatmaya çalışıyor, ancak dinleyen yok. Artık onu da Tv lere çıkarmıyorlar. Gerekçeleri ne diye sorarsanız? Cevap gayet açık, "POLEMİK". Sayın Demirtaş'ın son çıktığı programlardan bir tanesi Sayın Ahmet Hakan'ın programı oldu, orada Sayın Hakan Sayın Demirtaş'a "Hocam, sizinle de hiç polemik yapılmıyor." mealinde bir söz söylemişti. Demek ki, bu tür açık oturumlarda polemik yapmayıp doğruları söylerseniz size yer yok. İşte bu yüzden bizde program ortağı gibi polemik üstadı konuklar ve hep hemen hemen aynı konuklar var. Ancak, Sayın Demirtaş'ın söyledikleri 2019 sonuna kalmadan çıkmaya başlarsa ne olacak? Bu da başka bir polemik!!! konusu olur herhalde. Eyvah, eyvah, eyvah... Allah korusun.

Neyse, tekrar Sayın Şirin hocamıza dönersek, İki önemli noktadan bahsetti;
1-İstanbul'a gelen Turist sayısı ve kredi kart firmalarının istatistiksel olarak harcama raporları. Bu raporlara göre 2017 yılı içinde turistlerin İstanbul kredi kartı harcama ortalaması yanlış hatırlamıyorsam 107.-USD imiş. Önemle dokunduğu bir diğer nokta, müzelerimizde turistlere yönelik tarihi eserlerimizin tanıtımını yapan imitasyon ürünlerin pazarlanamaması. Bu konuda geçen dönemden İBB meclis üyesi arkadaşım olan Sayın Erdal Tüfekçi meclis kürsüsünden konuşmalar yapmıştı. İstanbul'a her gelen yabancının Turist olmadığı vurgulaması ışığında bir çok defa konuşma yapan Tüfekçi'nin, gelen güya Turist artışına paralel bir Otel doluluk oranı olmadığı konusundaki tespiti nin gerekçelerini de okumanızda yarar var.

2- Sıfır-Üç yaş çocuk eğitimi. Bu konuda, www.1milyonkitap.com adresi üzerinden kendi çabalarıyla yaptıklarından bahsetti. Ben hemen girdim ve Allah kısmet ederse büyükbabalığı bekleyen birisi olarak bir kendime bir de çocuklara 2 şer takım aldım. Ayrıca, ekmek fırınlarındaki gibi "askıda kitap" bölümü de var. O bölümden de bağış yapabiliyorsunuz. Tüm olayı anlatmayayım, girin inceleyin ve desteğinizi verin derim.
tıklayınız



ERCAN ERDEM