İdlib bataklığı -boyutundan büyük bir kara delik gibi- Türkiye'yi içine çekmeye başladı, ..
Soçi, Astana "mutabakatları" adı altında Türkiye'ye bir ayı tuzağı kurulduğu anlaşılıyor..!!
Darbe, NATO ve Abd/ İsrail tarafından beklenirken, Rusya ve İran Suriye kartını açtılar ve -açık pokerde olduğu gibi- son kartları kapalı oynuyorlar..
Cumhurbaşkanı son bir gayretle Adana Mutabakatına sarılmış olmasına rağmen, ne yazık ki, mutabakat hükümlerinin , Suriye sınırları içinde bulunmamızı haklı gösteren bir dayanağı bulunmuyor, adı üstünde , "mutabakat" ,...!!
Suriye ile Türkiye arasında bir mutabakat iddiası, İdlib selefi cihatçıların tatil köyüne çevirenleri dahi gülmekten bayıltır..!!
Uluslararası hukuk bakımından , yabancı ve meşru bir devlet toprakları içinde, oraya davet edilmiş bir başka devlet (Rusya) ile karşılıklı silahlı çatışma sürecinde olduğumuz gerçeği ile karşı karşıyayız.. (İran'da aynı parti davetine "erkete " olarak katılıyor..)
Cumhurbaşkanı, Putin ile yapacağı çare /telefon diplomasisi öncesi, sürecin, savaş durumuna geldiğini söyledi...
Suriye üzerine; o nedenle, bu nedenle çökmüş, uluslararası sırtlanlar koalisyonu karşısında, bugün yalnızca , Mehmetçiğin kan bedeli ile dikilen TSK var..( her an her şeyi satacak tiynette ne idüğü belirsiz lumpen lejyonlar- bu tarihi denklemde sadece kullanışlı aparat statüsünde..)
Halbuki, her şey ne güzel başlamıştı, bizi de eş başkan rütbesi ile komuta kademesine kattıkları "Arap Baharı" ile bölgeye demokrasi gelecek, refah artacak, "ileri demokrasimiz" örnek alınacak ve daha neler, neler...!!!
Oysa, bugün, güvendiğimiz dağlara yağan karlar altında, değerli mi?, haysiyetli mi? olduğunu anlayamadığımız bir yalnızlıkta, şehit sayılarının artmaması dualarıyla, beklemedeyiz.. Yeni göç dalgası bile artık içinde bulunduğumuz durum bakımından, fazladan bir endişe konusu değil..
"Aylan bebek" sahillerimize vurmuş küçücük bedeli ile, insanlığa ve bize giderayak olağanüstü bir mesaj vermiş, ikazını yapmıştı, anlayamadık,..
Dış politikayı, kıraathane muhabbeti sananlar ile gelinen yer ne yazık ki, burası.... !!






ü

Hamit Kaygılı