Bahçeli son zamanlarda itidalini kaybetmiş bir görüntü veriyor. Şam'a gitmekten bahsediyor, Esad'ın kafasına torba geçirilmesi talimatı veriyor. Rusya'dan özür bekliyor, tazminat talep edilmesini öneriyor, İdlib şehitleri sonrası özellikle, esiyor gürlüyor, koalisyon ortağı gibi davranıyor.
Sanırsınız, bir tek kendisi bu meselenin takipçisi, tek onun canı yanıyor, tek kendisi ne yapılması konusunda gerekli ve yeterli fikri ve manevi müktesebata sahip,
sanki, "Milliyetçilik" üzerinde "inhisar tahtı" kurmuş, ülkenin geri kalanı, ölçüyü ve icazeti kendilerinden almak zorunda...
Ülkenin sahipliği konusunda fazla mülkiyetçi davranıyor, bu ülke evlatlarının, her birinin soy ağacında bu ülke için toprağa düşmüşler var, hiç birinin kimseden eksiği yok, alacak dersi de yok..
Düne kadar, haysiyetlerini sülale boyu rencide edecek ithamlarla yerden yere vurdukları ile, bugün beka/kader birliği yapıyor, bugün vatan haini sınıfında konumlandıkları ile yakın geçmişte meclis genel kurulunda ayağa kalkarak saygı ile selamlaşıyor.
Vatan için canını vermiş bir şehit cenazesinde, ana muhalefet liderinin elini sıkmaktan imtina ediyor, elleri cepte durup, muhatabını aklı sıra istiskal ediyor. ..
Kılıçdaroğlunun temsil ettiği partinin arkasındaki oy sayısı kendi partisinin iki katından fazla..
Her ikisinin yönetim ve siyasi istikrar anlayışları arasında büyük fark var.. Demokrasi de farklılıkların birlikteliği esasına dayanır..
Hangi zaman diliminde kimle dost kimle hasım olmak kendi takdiridir ama, Kılıçdaroğlu üzerinden CHP seçmenine ayar vermek haddi değil, yakışıksız ve de yanlış yapıyor.



Mualla Görgülü