Yunanlar uzun zamandır adaları silahlandırıyorlar, askerle personel ve silah sayısını anlaşmalarla taahhüt edilmiş limitlerin üstüne çıkarıyorlar.
Muhtelif zamanlarda da çeşitli vesileler ile , devlet erkanı , askerleri ziyaret ediyor, askeri teftiş törenleri medyaya servis ediliyor..
Bugüne kadar bu konularda herhangi bir itirazla da karşılaşmadıkları için, cüretlerini arttırıyorlar, Ege denizinde, ateş bacayı sarmış, tatbikatlar, navtexs havada uçuşurken, bir kıvılcım bölgeyi alev topluna çevirebilecekken, an azından görüntü ve söylem düzeyinde gerilim tavan yapmışken, bu defa da Meis adasındaki askeri personeli, devir teslim bahanesi ile, dünya kamuoyunun gözüne soktular.
Sayısı üzerinde tam mutabakat olmasa da, Lozan ve mütemmimi kabul edilen Paris anlaşmaları gereği ; adalar ve kayalıklar "askersiz/silahsız statüde olması gerekirken, yunan askerleri ve sivil erkan sık sık mangal partileri yapıyorlar, hatta , yaklaşık 2 mil ötedeki Meis adasında pişen ızgara etin kokusu, Kaş ahalisinin iştahını etkiliyor...
Son asker görüntüleri üzerine, Dışişleri ve iktidar partisi sözcüleri, kısık tonda adeta mahcup itirazlar serdettiler, ama yunan tarafı tınmıyor..
Cumhurbaşkanı özne kullanmadan birilerinin Yunanları önümüze attıklarını, onlar üzerinden iş çevirdiklerini söylüyor....
Haklı olabilir, ama , silahlar ve askerler yunan bayrağı ile neredeyse "sapan atımı" mesafesinde bulunuyorlar..
Arkadaki münafıkları muhatap almaktansa, en azından burnumuzun dibindeki, et mangallarını kaldırtmak için bir şeyler yapmak gerekmiyor mu?!!
Beğenmedikleri, eski Türkiye'de , sadece keçilerin barındığı Kardak kayalıklarında konum ihlali yapan Yunan askerleri, anında SAT komandoları tarafından kovalanmışlardı..
Akşamları, tartışma programlarında, bir iki istisna hariç -eski askerler dahil herkes, yüksek perdeden konuşuyorlar, yunan askeri gücünü neredeyse, Kaş belediyesi zabıtası mesâbesinde küçümsüyorlar..
Temkin sahibi olanlar da, "aradaki sularda olta atmayın, yunan denizaltısına takılabilir" endişesi beyan edip, uyarıyorlar..
Adamlar anlaşmaları çiğniyorlar, pervaları yok, Kaş sahiline şezlong serip güneşlenecek halleri de yok, ikaz mahiyetinde de olsa bir şeyler yapmanın zamanı değil mi?!!

Ceyda Kazancı