booked.net
 
 

 

Damat

 Biden değil, "Tehcir" kurbanları birleştirdi.! - 26/04/2021





Nuray Bağcı
E-Posta
Yandaş medyada, Biden tarafından "soykırım" lafı"ile yenen herze sonunda, Türkiye'nin yek vücut olduğu sevinci yaşanıyor.!!
Muhalefet de, her milli/ "Beka" meselesinde olduğu gibi iktidarın arkasında sıralanınca, gündem bir anda ters kepçe oldu..
Biden, Dünya kadar meselede, patinaj yapan iktidara bir nevi can simidi attı,..
Hdp hariç, muhalifi muvafığı, kalemşörler ve de kelamşörler, tarih, uluslararası hukuk ve diğer her elverişli cepheden -hücum düzeninde- savunmaya geçtiler..
Halbuki, 40 yılın Kongre/senato dış ilişkiler "fetbazı" Biden, çok iyi bildiği bölge tarihi ile ilgili -sallama kaleme alınan- bir metinle, Konstantinapol , Osmanlı ve oradan da erken Cumhuriyete uzanan ortaya karışık mesaj vermeye çalışmış,.. hele, " bir daha olmaması" gibi bir temenni cümlesi parantezinde "soykırım" tanımında bulunması var ki, tam da evlere şenlik bir duruma işaret ediyor..
Abd Başkanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi vesayet organı mıdır ki, - geçmiş bir asırlık tarihin en çetrefilli hukuk tartışmalarından biri hakkında- kestiği ahkama bu kadar derin anlamlar yükleniyor..
Mustafa Kemal, bu dönem yasaklanma yolunda olan, "milli mücadele anlatısı" Nutuk'ta konuyu değinirken, Ermeni çetelerinin saldırılarının Tehciri tahrik ettiği- değerlendirmesinde bulunuyor.. Tabiidir ki; İttihatçı liderliğin, re'sen uyguladığı ve bir çok masumum canlarına mal olan, bu Tehcir politikasını savunma derdinde değil, yakın tanığı olduğu gerçeği ifade ediyor.
Mustafa Kemal'in tanıklığı yanında , Biden" kim oluyor da bu kadar vaveyla koparılıyor..
Biden, aylardır, Cumhurbaşkanının telefonuna dönmedi, diplomatik lisanda, "istiskal" sayılabilecek bu tutumla ilgili tek laf yok, hacı bekler gibi telefon bekleniyor, Türkiye Cumhurbaşkanlığı, bu kadar geri sıralarda muhatap alınacak bir makam mıdır?!!
Eski Türkiye'de, bu tip küçümseme teşebbüslerine verilen cevaplar tarihte kayıtlı, Kıbrıs'tan girip Abd üslerinden çıkan deve dişi gibi devlet adamları vardı..
Yakın zamanda, rahmetli Mesut Yılmaz'ın, dışişleri bakanlığı sürecinde Abd, dışişleri bakanın suratına attığı dosya da, bilenlerce hatırlanıyor..
İnönü, merhumun, Johnson mektubuna "al atını kucaklarım tımarını" lezzetinde verdiği cevabı, her gün biraz daha değer kazanıyor...
Türkiye, onbeş basamaklı uçak merdivenini çıkarken üç kere kapaklanan bir siyaset yorgununun istikamet vereceği bir ülke değildir..
Ülkeyi bir araya getiren bu muhteremin "zevzekliği.!!" değil, olsa olsa, Tehcir yolunda hayatlarını kaybeden masumların hazin hatıralarıdır..


Nuray Bağcı


YORUM YAPIN SÖZ SİZDE!

Adınız (Yorumda görünecek) :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik Kodu :    
 



Bu köşenin diğer yazıları;




AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.