"Yetmez ama evet" ve Demokrasiye maliyeti..!! - 11/10/2021 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Son günlerde "yetmez ama evet'" camiasında tuhaf bir savunma hali var...!!
Bazısı, " angaje olmuş bir coşku içindeydik gerçekten inanıyorduk" diyor.. Sadece biri , "daha realist olmak gerekirdi, yanıldık" itirafında bulunuyor. Nobel sahibi yazar, ilgili soruya "cevap vermeyeceğim " rezervini koymuş,, Politik eyleme bulaşmış olanı, "birisi iyi bir şey yaptığı zaman iyi yaptın" dedik , bu kadar deyip kestirip atıyor.. Bu gurup, kendi ifadeleri ile, 12 Eylül 2010 anayasa Referandumunda " yeterli bulmamalarına rağmen evet" diyenler ile , kendilerine "akil" yakıştırması yapan , iktidarın dayattığı barış sürecini millete yedirmek için yollara dökülenlerden oluşuyor.. Yetmez ama evet motivasyonu olarak ;Anayasa değişiklikleri ile ilgili maddeleri sayıyorlar, bazı örnekler olarak; Temel Hak ve özgürlüklerin güçlendirildiğini,, memurlara toplu sözleşme hakkı verildiğini,, yürütmenin her türlü işlemine karşı her yurttaşın -getirilecek Ombudsman kurumuna- başvurabileceğini, AYM , tarafından , partisi kapatılan milletvekillerini, vekilliklerinin düşürülmesi uygulamasının kalkacağı, Yargı reformu yapılacağını ( uzun tutukluluk ve yargılamaların yasaklanacağı), en önemlisi de , Askeri vesayetin zayıflatılacağı, askeri mahkemelerin görev alanlarının daraltılacağı, iddialarını ileri sürüyorlardı.. Karşı tarafta ise ; en kibar sıfatlandırmaları ile "laikçiler" vardı.. Aradaki süreçte, HSYK (sonrası HSK) kurulunun seçimini, ( yargının cemaate altın tepsi içinde sunulması) Anayasa Mahkemesi kararlarını v.d , beklenmedik gelişmeler/yol kazaları olarak, mazeret hanesine yazıyorlar, vicdan aklaması yapmaya çalışıyorlar.. Anılan değişiklikler arasında ,motivasyon maddelerinin en önemlisinin, Kalu Beladan bu yana (dünya yaratılmadan önce) iddia ettikleri "askeri vesayet" ve yönlendirdiği Jüristokrasi (yargı vesayeti) olduğu biliniyor.. Bugün gelinen duruma bakınca , arkadaşların durumu , en hafif deyimi ile "ne umduk ne bulduk" hali...!! "Vesayet " lafını duyar duymaz, ellerinde tuzluklar , kim olduklarına bakmadan, yanlarında pozisyon aldılar, kötü kandırıldılar, "laikçiler" gibi biraz teenni ile davransalardı, sanki daha iyi olabilirdi.. Cemaat kandırmacalarına balıklama atladılar, aynı seccadeye baş koyanlara müteselsil kefil oldular, raf ömürlerini tamamladıkları için gözden düştüler, şimdilerde , sızlanıyorlar.. Cemaat adeti olan yargısız infaz/Ergenekon süreçlerinde "yetmez ama evet 'çiler" , çoğunlukla "işbirlikçiliğe" terfi ettiler, ,!, Bu arkadaşlar ayılana kadar , mevsimler geçti, rejim değişti.. Kötü niyetliler bir tarafa , yanılmak da bir insanlık hali, insanlar hatalarına da sahip çıkabilmeli, her şeyi steril bir demokrasi halısının altına süpürmek çare değil.. "Laikçi" camiadan merhum, Uğur mumcu, "vurulduk ey halkım unutma bizi" dedi... Demokrat camianın bu seçkin ahalisi de "kandırıldık ey millet", hoş gör bizi diyebilir...!!! Refik Polatkan |
|||||||||
|