"eski Türkiye artık yok" mottosu her vesile ile kullanılıyor...
Acaba, "eski Türkiye", iddia edildiği gibi - nerdeyse hatırlanmaya değmeyecek kadar kadar kötü bir yer miydi..??!!
Vefatının sene-i devriyesinde, Mesut Yılmaz, eski teşkilatları tarafından kurulup yaygınlaştırılan, "Mesut Yılmaz dua grubu" tarafından düzenlenen- panelde anıldı..
Türkiye'nin hemen hemen bütün yerleşim yerlerinde, camilerde hatimler indirildi, dualar okundu, lokmalar dağıtıldı..
Siyasi mülahazaların ötesinde , eski yol arkadaşına özlem duyanların kurduğu bu grupta ,bir dönem Türkiye'nin kaderinde -karınca kararınca-rol almış siyasetçileri hasret gideriyorlar,
aralarından ayrılışının 1.nci yıl dönümünde, ilk anma toplantısında da özellikle " insan yanı" ile anılara sinmiş ve silinmeyecek gibi duran eski liderlerini artan bir özlemle yad ettiler.
Gurupta, siyaset üzerine ahkam kesmenin dışında, siyasetin "olması gereken" insancıl tarafını öne çıkartma gayretleri önemseniyor..
Eski Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, (savunma Bakanlığı da yapmıştı..), Anap'ın muhafazakar kanada yakın bir siyasetçisi olarak, bakanlık süreçlerinde beraber çalıştığı Başbakanları ( Turgut Özal, Yıldırım Akbulut) ve anmanın konusu Mesut Yılmazı anlattı..
"Hiçbir zaman, ne bir Hakim, ne de bir dava hakkında, bilgi almak dahil, hiç bir talebe muhatap olmadım" dedi....
Savunma Bakanlığı sürecinde de , Genelkurmay'da, generaller tarafından, nezaket hudutları dahilinde de olsa- bir yönlendirme brifinginde, Mesut Yılmaz'ın hiçbir esneklik göstermeyerek ve talepleri istisnasız reddederek, toplantıyı bitirdiğini, "ilk defa şerhi düşerek" açıkladı..
Mesut Yılmaz, bölgenin ateş topu olduğu dönemde, bütün siyasi kariyerini riske atarak, "Avrupa Birliğinin yolu Diyarbakır'dan geçer" demek, cesaretini göstermişti,
Diyarbakır, ona oy vermedi, ama, ölümünün birinci yılında, bir caddesine "Mesut Yılmaz " adını vererek hatırasına kadirşinaslık gösterdi...
sonuç olarak, eski Türkiye de güzel bir yerdi...

Metin Kalaycı