Cumhurbaşkanı, Akp genel başkanı olarak gurup toplantısında, "faiz "konusundaki hassasiyetini tekrarladı.
Faiz meselesinde piyasa ölçeklerine göre endişe beyan edenlere, "size ne oluyor, ortada -nas- var.." dedi.
"Nas", Kurandaki kesin hükümleri tanımlıyor...
Mecelle hükmünde de, "hakkında nas olan ahvalde içtihada mesağ yoktur".. yani, içtihat kapısı kapalıdır..
Bir mesele hakkında, "nas" hükmü varsa, o meselede içtihat bir yana yorum dahi yapılamaz.
Akp genel başkanı, faiz konusunda, Kuran hükmü dışındaki yorumlara itibar etmediğini, Kuran'ın hükmünle bir nevi amel ettiğini ilan etmiş oldu..
Ne diyelim, "Allah Kabul etsin.".
Kişisel sohbetlerde, bu ifadeler sorun olmaz ama, TBMM çatısı altında siyasi bir faaliyet esnasında, bu beyanların anayasal düzen ile çelişme tehlikesi var.
Anayasa'nın madde 24, son paragrafına göre; "... hiç kimse Devletin sosyal, ekonomik, siyasal veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandıramaz...."
Akp genel başkanının faiz konusundaki bu beyanı Anayasa'nın işbu maddesi ile ihtilaf halinde..
Genel Başkan olarak söylüyorsa siyasi partiler yasasına göre ayrı bir sorun , tek kişilik yürütmenin başı olarak beyanda bulunuyorsa anayasal düzen bakımından ayrı sorun, ama her iki halde de , laiklik ilkesi bakımından kolayca tevil edilemeyecek bir ihlal potansiyeli içeriyor.
Akp kapatma davasında, Anayasa Mahkemesince -laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olarak- hüküm giydi.
Mesele parti kapatılması değil, ama; dekoratif anlamda yürürlükte gibi duran Anayasa'da, Başlangıç Kısmı, 2, 4, 13, 14, 24/5, 42, 48, 68, 81, 103 ve 174 ncü maddelerinde vurgulanan Laiklik ilkesi, iktidar sözcülerinin çok kullandığı sözcüklerle artık "fiilen kadük " halde sayılır...




Uğur Kalpaklı