Sarayın hukuk danışmanlarından birisi, Türk lirasının yabancı paralar karşısındaki süregelen değer kaybından bahisle ve sonucu olan " ağır ekonomik bunalım" nedeni ile toplum olarak -" Olağanüstü Hal" ilanına (Anayasa, m. 119) hazırlıklı olmamız- gerekliğini buyurmuş..!!
Anayasanın söz konusu maddesine göre, diğer nedenler yanında ekonomik bunalımın ortaya çıkması halinde, ülkenin tamamı veya bir bölgesinde olağanüstü hal ilan edilebilir.
Bu kararı, yeni rejimde , Cumhurbaşkanı şahsen veriyor ve meclis onayına sunuyor, çoğunluk hesaplarına göre, öngörülen böyle bir kararın onaylanmama ihtimali yok,..
Olağanüstü hal kararı; vatandaşa, para, mal ve çalışma konularında -karar kapsamında- takdir edilecek yükümlülükler getiriyor, temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması mümkün olabiliyor. Anayasa; kanun ile sınırlama öngörüyorsa da, kanun çıkarma konusunda mevcut TBMM kompozisyonunun, tek kişilik yürütmeye nasıl kolaylıklar sağladığı ortada..
Söz konusu olağanüstü hal rejimi, -bonus olarak,-Cumhurbaşkanına , Anayasa m. 104/17 ile düzenlenmiş sınırlamalara tabi olmaksızın "kararname" çıkartma yetkisi de veriyor..
Özetle, Türkiye, mevcut parlamento yapısı ile, bütünüyle ve kayıtsız şartsız, Külliyede mukim bir kişinin iradesine tabi kılınıyor.
Bu muhteremler, kendi yönetim yetersizliklerinin sonucu doğmuş bulunan- ekonomik bunalımdan- "total bir iktidar" çıkartma kurnazlığına niyetlenmiş gözüküyorlar.
Bu cin fikrin mucidi, Ceza Kanunu ucubesinin de baş müellifi...
Kanunun İçine, pimi çekilmiş el bombası gibi bırakılan "adli kontrol", "denetimli serbestlik " gibi kaldıraçlar , istediğini tutuksuz yargılayıp, istediğini de -ağır hapis cezası süresince - tutuklu yargılama esnekliği ve mücavir alan için cezasızlık avantajları ile, bir ölçüde, bugünkü, şiddet yaygınlığına da yol açmış bulunuyor..
Söz konusu "cezasızlık yasası" m. 213 ; halk arasında korku ve panik yaratmak amacı ile tehdit fiilini düzenlemiş bulunuyor.., maddenin bölüm başlığı; "Kamu Barışına Karşı Suçlar"...
Külliye eşrafından bu muhterem, "olağanüstü hal", işaret fişeği atarak, zaten ekonomik zorluklar içindeki halk çoğunluğunu , endişe ve en azından korkuya sevk etmiş bulunuyor, ..
Bahse konu isnadın "tehdit" unsuru ise, tweet atan kişinin kimliğinden kaynaklanıyor, "Kararname" konusunda son sözü söyleyecek kişiye hukuk danışmanlığı yaptığı biliniyor.
Ortalama bir vatandaş, tek kişilik yürütme uygulamalarına ve hayatın olağan akışına bakarak, bu zatın, yaklaşan noel günü kutlaması amacıyla tweet atmadığını kolaylıkla tahmin edebilir.
Bir Çin atasözü, hafif sitem ederken, muhatabına, "ilginç zamanlarda yaşayasın" dermiş..
Kimin veya kimlerin temennisidir bilinmez ama , tam da o zamanlardayız .!!.

Alp Hancı