Keyfilik dozu ile bulanmış ilkel siyaset bütün icraatlara yansımış durumda...
Kılıçdaroğlu kamu kurumlarının kapılarını aşındırıp, nazikçe uyarılarda bulunmaya çalışıyor..
Merkez Bankasına gitti, meramını anlattı, Tuik'e sokmadılar, Eğitim Bakanlığı kapısına zincir gerdi, babasından miras kalmış gibi muhalefet liderini muhatap almadı..
Bu toramanlar, buraları, eş dostun çöktüğü ""marinalar"" zannediyorlar..
Bunlar yetmezmiş gibi, alt kademe , tahrik dozunu arttırıyor.
"sokakları dar ederiz" diyen var, utanmazlık seviyesinde, - yağmur gibi gelen zamlar ile ilgili-, " takmayın, geldiği gibi gider"" mealinde, makara yapan var..
Tuzları kuru, her gün biraz daha fakirleştirdikleri millete üst perdeden ayar verip" oturun oturduğunuz yerde", "kıpraşmayın" diyorlar...
Kendi seçmenini nasıl görüyorlar bilinmez ama bu tarafı "sığır sürüsü" zannediyorlar.. ( sığır makbul hayvandır, sakindir sükunet içinde davranır).
Sanki, milletin bu yarısı ,sokakların haybeden konuşan yiğitlerce daraltılması ihtimalinden tırsıp, oturdukları yerden tosunların kerametlerini izleyecek...
Kılıçdaroğlu çelebi adam, arkasında en az %30 oy var, devlet kapısını nazikçe çalıyor, açmazlarsa dönüp yanındakiler ile , "sitem" ediyor ve ayrılıyor.
Kamu kurumları, iktidarın ne mülkiyetinde ne de zilyetliğindedir, oralar milletindir..
Kapıları milletin temsilcilerine kapatmak, "ağır tahrik" unsuru taşıyor.. İktidar, seçimde aldığı yetki çerçevesinde kurumları yönetir ve hesap vermek zorundadır, hesap vermek için de seçimi beklemek zorunluluğu yoktur...
Demokrasilerde ;""Yönetimde şeffaflık ilkesinin denetimini muhalefet yapar.. Kamu yönetimine iktidarın veya külliyenin kefaleti yetmez, bu anlayış da ciddiye alınmaz..
Bir de milleti tehdit edip hafife almak arı kovanına çomak sokmaya benzer.
Bu tarafta kimsenin sokaklara çıkmaya niyeti yok, herkes tevekkülle seçimleri bekliyor, tavsiye edilir ki, bu aslan parçaları da sokaklara fazla güvenmesinler, dar mı gelir bol mu gelir, belli olmaz...!!!










khttp://vizeiste.com/


,

Öznur Demirci