Cumhurbaşkanı, dünya siyaset sahnesinde yaşayan en renkli siyasetçi..
Tepesi attığında muhaliflerini her türlü boyuyor..
Öyle söylense de -muhtemelen, öfke kontrolü ile ilgili değil, hırslanınca bodoslamadan dalıyor, rahatlıyor..
Kullandığı terminoloji de kişilik özelliklerini yansıtıyor, siyaset yapmıyor, kimseye keyif bağışlamıyor..
Kılıçdaroğlu'nun, geçen gün, Maltepe'de "ben buyum" dediği gibi, Cumhurbaşkanı da, "beğenmeyen oy vermesin " marjında ve -kendi standart/çekirdek kitlesinin çok güvendiği- vefası parantezinde- esip gürlüyor..
Gezi itirazında, Kabataş rivayetinin küllenen ateşini ısrarla harlayıp aleve dönüştürme çabasından vazgeçmiyor, periyodik olarak "camiye pislediler" mottosunu canlı tutuyor, zaman zaman kısık ateşte olsa da pişirmeye devam ediyor..
Özellikle son zamanlarda, kuran kurslarında çocukların istismar edildikleri haberleri artıyor, mahkumiyet kararları var, ama, camiye pislendiğine dair herhangi bir vaka örneği veya mahkeme kararı yok....
Son gurup toplantısında "gezici ahalisi" hakkında "çürük ve sürtük" genellemesi yaptı, erkekler" çürük", kadınlar "sürtük" !!
"Çürük" kimdir, "sürtük" nasıl bir türdür, standart bir tanımı yok, ama "hayırlı "bir kimliklemeye işaret etmediği açık..
Birileri dönüp, benzeri sıfatlarla kendisini izam etse, devletin egemenlik alameti olan Cumhurbaşkanına ağır hakaret etmiş muamelesi görür.!!
"Adalet ve Kanun önünde eşitlik ilkesi" gereği ( ceza Kanunu m.3) sıradan vatandaşların, Cumhurbaşkanı tarafından cinsiyetleri gözetilerek- iki ayrı torbaya doldurulup, bu sıfatlarla aşağılanmasının bir müeyyidesi var mıdır veya olmalı mıdır..??
Yargı önünde hak aramaya niyetlenilirse, yargının tutumu ne olabilir, sıradan bir suç ithamı takip konusu olabilir mi?.
Yoksa, "vatana ihanet mi etti, alt tarafı yüzbinlerce geziciye "hakaret etti" mi denilecektir..!!
Bu rejimde, cumhurbaşkanının olağanüstü yetkileri arasında , milletin muhalif tarafını alenen aşağılama yetkisi ve hakkı da var mıdır?..
Yoksa, koskoca Cumhurbaşkanı sizi adam yerine koymuş "sürtük, çürük " demiş, lütfedip muhatap almış, "öpün de başınıza koyun" mu denecektir..!!
Sonuçta, bu suallerin, bu rejimde , cevabı belli ama akıbeti belirsiz bulunuyor ..!!




Serdar Yazıcı