Karadenizde gaz araştırması yapacak gemilerin dördüncüsüne Abdülhamit Han adı verilmiş..
Muhteremin, denize çok meraklı olmadığı ve hatta, zamanındaki donanmayı, haliçe kitleyip neredeyse çürümeye terkettiği bilinir.
Osmanlı askeri gücü 1323 yılından itibaren su yüzüne çıkmış. Karamürselin fethi ile denize ulaşmış ve ilk tersane burada kurulmuş ve buradan hareket ile de Rumeli'nin önü açılmış..
İngiltere gezisinde, Abdülaziz , Kraliyet donanmasından etkilenmiş ve ahşap ağırlıklı tekneler ile donanmayı güçlendirmiş ve hatta , dünyanın üçüncü büyük deniz gücünün kurulmasının önünü açmış..
Bu dönenemde, Abdülaziz ve Abdülhamit adlı zırhlı denizaltılar, dünyada ilk örnekler olarak hizmete alınmış..
1876 sonrası Abdülhamit idaresinde , donanma kendi haline bırakılmış, Haliçte nerdeyse ölüme terkedilmiş....
1897 Yunan savaşında, donanma Haliçten Çanakkaleye doğru sefere çıkmış fakat ilk toplanma yeri olan Yeşilköy açıklarında, kazanları patlayan, yolunu kaybeden gemiler nedeni ile toplanma gerçekleşememiş..
Donanmayı ihya için, 1913 yılında , Donanma Cemiyeti Kurulmuş, ve yapılan bağışlarla İngiltereye iki dretnot siparişi verilmiş ve ne yazık ki, savaşı bahane eden İngilizler, parası verilmiş gemileri teslim etmemişler..
bugün, parası ödenmiş F-35'lerin Abd tarafından teslim edilmemesine bakınca, Osmanlının da aynı çaresizliği yaşadığını görmek mümkün..
İktidar, denize şaşı bakan Padişah Abdülhamiti, geriye dönük olarak ibra ediyor gibi..
Karadeniz doğal gazı ile Türkiye'nin kaderinin değişeceği iddiasında olanlar, denize sırtını dönmüş bir Osmanoğlunun adını sondaj gemisine verip, tarihin derinliklerinden bu güne yeni enerjiler taşımak istiyorlar..
Umulur ki, sondaj başarılı olur , Osmanoğlu Abdülhamit Han arması, TC Bandıralı bir teknede dalgalanırken, yeni enerji kaynaklarının bulunmasına şahitlik eder..

Barbaros Deniz