Fenerbahçe seyircisi, 4 Mart tarihinde Kayseride oynanacak müsabakada stada girmekten yasaklandı.
Nedeni, son lig maçında, yapılan tezahürat..
Deprem sonucu yaklaşık (resmi rakamla) 50.000 kişi hayatını kaybetmiş, Türkiye can evinden vurulmuş,
Cumhurbaşkanı ilk günlerde gereğini yapamadıklarını -alenen- ikrar etmiş..
Böyle durumlarda, yönetimlerin "istifası" istenir..
Japonyada, sorumlular "harakiri" yapıyorlar..
Sınırlarımız içinde, köprü inşaatında meydana gelen bir kazadan sonra, sorumlu Japon müdür, " kaza, Japonya dışında olmasına rağmen "hayatına son verdi...
Mevcut yönetim, kendini her türlü ihmal ve hatadan "münezzeh" görüyor..
Sorumluluğu ; ya "fıtrat"a , ya da "kader planı"na ciro ediyor.!!
yönetim sorumluluğu bakımından teflon tava gibi...!!
Bugüne kadar, iyi kötü idare ettiler, ama, artık, mızrak çuvala sığmıyor..
Kızılay, bile artık afet ticaretine başlamış, milleti kurtarmak yerine uygun fiyatla çadır ve yiyecek satışı yapıyor.. Kan bağışları üzerinde de şaibeli tasarruflar iddia ediliyor..
Anlaşıldı ki, bu arkadaşlar, küçük bir belde belediyesini dahi layıkı ile yönetmekten aciz durumdalar..
İnşaat konusunda yoğunlaştılar, ama bu kadar yıl sonra uzmanlaşamadılar , sadece birileri dünya ölçeğinde palazlandı, ihale ve imar kanunlarında kişiye ve ranta özel düzenlemeler ile, bugünkü tablonun birinci derecede müsebbibi oldular..
Taraftarlar, itirazlarını; maçlarda ortaya koymaya başladı,
Maçları seyircisiz oynama gibi bir abukluk ile işin üstesinden geleceklerini sanıyorlarsa, yanılıyorlar, taraftar bir yolunu bulur, bu işlerde "kıstırma" olmaz...
Fenerbahçe taraftarı, Fetö kumpaslarına karşı dikildi, teslim olmadı, Çarşı, Gezi direnişinde safını seçti, yargılandı taviz vermedi.
Bu taraftarları sahalardan silme çabası ters teper.. Üç beş kulüp yöneticisinin tahkirlerini ciddiye almazlar..
Fenerbahçe taraftarını maça almamalarına makul bir gerekçe bulmak mümkün değil, "soyut bir endişe" üzerinden tedbir almaya çalışıyorlar,
Spor'da Şiddet ve Düzensizliği Önleme Kanununda, "hakaret içeren tezahürat" diye bir başlık var..
Fener taraftarlarını, "istifa" talepli tezahüratını bu başlık altında bir kılıf uydurarak maça sokmamaya çalıştıkları anlaşılıyor.
İstifası istenemeyecek kişiler!! hakkında bir düzenleme yok.. !!!
İstifa talebi ile hakaret arasında , nasıl bir ilişki kuruluyor, hangi nazik tonlamada muhatabı rencide etmeden - tezahürat yapılacağını da kanuna yazsalardı..
Fenerbahçe taraftarı hakkında , henüz bir soruşturma yok, kapsam içinde alınmış bir "tedbir" kararı da yok..
Ortada, sadece, iktidarın içinde mi yanında mı olduğu tam netleşmemiş bir siyasetçinin, "maçlar seyircisiz oynansın" yolunda kestiği ahkam var..
Bir de, hemen arkasında, bir ülkücü baba profilinin tehditleri var..
Fenerbahçe yönetimi zor bir sınavda, taraftarını bu muamele karşısında yalnız bırakmanın da bir maliyeti var..!!
Kaderin cilvesine bakın ki; Bir dönem Galatasaraylı olduğu için merhum eski Başbakan Mesut Yılmaz'a "Sandıkta görüşürüz Mesut bey" pankartı açanları merhum Mesut Yılmaz "taraftar hassasiyettir" hoşgörüsü ile karşılamıştır. Bugün Yüksek Divan Kurulu üyesi Fenerli Cumhurbaşkanının zamanında Fenerli taraftarlar maçlara alınmıyor.
Çubuklu formanın haysiyetini korumak, taraftar kadar, yönetime de düşüyor..













Mustafa Kartal