Altılı masada son anda zuhur eden sentetik kriz yine son anda çözüldü, masa beşli yerine altılı olarak devam kararı aldı, karşılığında kriz müellifinin konforlu dönüşü için iki belediye başkanının Kılıçdaroğlunun yanına "konumlandırılması "formülü bulundu..!!
14 Mayıs'ta seçim olur ve Kılıçdaroğlu kazanırsa, Türkiye'nin en büyük iki kentinin belediye başkanları, masa protokolü gereği, seçime girmeden, Cumhurbaşkanı yardımcısı pozisyonu üzerinde "soyut" müktesep hak sahibi olacaklar.
Ucube rejim'in tahrip etmediği anayasa/yasa hükmü kalmadı, geri kalanını da millet ittifakı tamamlayacak gibi..
Belediye başkanları, seçildikleri mega kentlerin sorunlarını kısa sürede çözmüş olarak hiyerarşi bakımından daha büyük görevlere terfi edecekler..!!
Seçilmişler olarak, "atama" bekler bir durumda olacaklar. veya, yakın zamanda yapılacak mahalli seçimlerde, görevlerini bırakıp yukarıya çıkacaklar..
İstanbul ve Ankara şehirleri yıllardır tek bir partinin arka bahçesi olarak adeta tarumar edildiler.. Her iki şehrin yıllardır birikmiş büyük sorunları var ve bir dönemlik belediye başkanlıkları ile çözülmeleri mümkün değil, kapsamlı master planlara ihtiyaç ve uygulamaların ciddi olarak takip altında tutulmaları zorunluluğu var..
Dünya çapında önemli kentlerinin "güçlü" başkanlıklarını bırakıp , külliye memuru gibi bağımlı fonksiyonlara talip olmanın izahı zor..
Kılıçdaroğlu, son zamanlarda, cumhurbaşkanlığı pozisyonu üzerinden, ciddi bir paradigma değişikliğine vurgu yapıyor.
son yıllarda yağmalanmış hazine kaynaklarını geri almaktan bahsediyor, suçluların yargılanacağını ilan ediyor..
çok de doğru yapıyor, "yaladık yuttuk, ağzımızı sildik masadan kalktık, kalanlara selam olsun" , durumu olmayacak..
Mesele , devr-i sabık meselesi değil, -işlenmiş suçlar ve suçluların yargılanması-meselesi...
Yıllardır hazineye boru bağlamışların, işlerinin çoğu bitmedi, hazine garantileri devam ediyor, "tiksindirici avantalar" sürüyor, hala, deprem zonu üzerinde , depremler sürerken "davet" usulü müteahhit oyunları oynanıyor.. Devletin kanını emdiler , iliklerini de bitirmeye çalışıyorlar. Yabancı ülkelerin hakem mahkemelerinde " bakiyelerin" tahsilatını hayal ediyorlar..
Kılıçdaroğlu bu düzeni tersine çevireceğini iddia ediyor, "yabancı hakem mahkemelerini tanımam, burada "kantara" çıkaracağım" diyor..
Özetle, "yumuşak geçiş yok, kesin ve dipten hesap göreceğiz ve toplum olarak helalleşeceğiz" iddiasını dillendiriyor..
Deprem bölgesinin alt yapı imarı , yeni konutlar, da eklenince , dünya çapında bir avanta düzenine çomak sokulacağı anlaşılıyor..
Bugüne kadar birçok badire atlattı , Ankara'da kuvvet komutanlarının gözü önünde canlı canlı yakılmak istendi.. Derin mahfillerde, suikast iddiaları, dolaşımda..
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı, bu konudaki duyumunu televizyon programında paylaştı, "Devlet tedbir alsın, bu ateş hepimizi yakar" uyarısında bulundu..
Kılıçdaroğlu seçilirse, tarihi bir göreve soyunacak, yol arkadaşları ne kadar dayanacaklar, bilinmez.

Seher Kara