Melez rejim ve yargı görevi yapanlara verilen gözdağı...!!! - 09/11/2023 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Cumhur ittifakı bileşenleri Uzun zamandan bu yana Anayasa Mahkemesi kararlarını ciddiye almıyor daha ötesi sürekli istiskal ediyor..
Sonunda , kararlarını beğenmedikleri mahkemenin üyeleri hakkında , Yargıtay'ın bir dairesi suç duyurusunda bulunarak , her türlü izan'ın ötesine geçti.. Bugün, herkesin bildiği bir sır olarak,mahalli ve yüksek yargı üyelerinin kısm-ı azamisi iktidar cenahına yakın kişilerden devşirildi. 15 Temmuz kalkışmasında eski ortak yargıdan tasfiye edilirken yerlerine getirilenler, AKP teşkilatlarından monte edildi.. İşin görünen yüzü böyle olmakla beraber , anlaşılıyor ki, küçük ortak da , yargının belli bölümlerine bayrak dikmiş.. Ortaya saçılan dedikodulara göre , küçük ortak , büyük ortağı , işi zora gelince "derdest" edecek kadar köşe başlarını tutmuş.. Anayasa Mahkemesi , özellikle küçük ortağın radarında , her vesile ile , "kapatılsın" fermanı veriyor.. Sarayda mukim kurnazlar da , her zaman yaptıkları gibi, "yargısal aktivizm falan gibi caf caflı kelamlarla kendilerinden olmayan yargıyı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar,.. Fetö ile aynı kaptan yedikleri dönemlerde , liberal sazanları da yanlarına alıp "juristokrasi" diye bir sınıfın varlığını dahi iddia etmişlerdi... "Yetmez ama evet" ambalajında , milletin gözünü boyayıp, 2010 Anayasa değişiklikleri ile , ne kadar tarikatçı varsa , yargının labirentlerine girmelerinin önünü açtılar..... Yargısal aktivizm , juristokras, palavraları bugün, yargının haline bakınca , ne kadar da masum klişeler gibi gözüküyor.. Son olarak da , anlaşıldığı kadarı ile; ; Yargıyı , milli , gayr-ı milli olarak kategorize etmeyi göze almışlar ve dolayısı ile "milli karar", "gayr-ı milli karar" ayrımını anayasal hukuk düzenine dayatmaya çalışıyorlar. Ölçü, Hukuk , uluslararası anlaşmalar olmayıp, milli, gayr-ı milli olunca, istihsal edilen kararlar da , karar vericilerin meşrebine göre olur ve hukuk devletinin son kırıntıları da ortadan kalkar.. Yargı mensupları , Yasama'ya hesap soracak cürete ulaşmış halde , Verdikleri tartışmalı kararların , Yasama tarafından "talimat" olarak kabul edilmesini sorguluyorlar, Talimat ile iş yapmaya alışmış olanlar için, yadırganacak bir tutum değil.. Derin analizlere gerek yok , uzun zamandır , iktidar ittifakı, en hafifi ile yargı görevi yapanı ve Adil yargılamayı etkileme eylemleri içinde, bu eylemleri , (CK m. 277, 288) uyarınca suç teşkil ediyor. Ama bu muhteremler , bu hibrid rejimde suç ve cezadan münezzeh oldukları için !! , hiç kimse sorgulayamıyor , ama devran değişirse, -her gün yinelenen bu eylemlerin zamanaşımı sürmekte olup -, bir deli dumrul çıkar, ananın adı, babanın adı diye "sorguya" başlar... Sami Paşaoğlu |
|||||||||
|