Cumhur İttifakı 1 Ekim'de yeni bir tiyatro başlattı, kürtçü siyasete barış çubuğu uzattı..
Koçbaşı olarak da , düne kadar elinde yağlı urganla dolaşan Bahçeli görev aldı..
Chp siyaset yapıcıları da; açık pozisyonda yakalandıkları endişesi ile hemen bir bölge gezisi ve Edirne kapalı cezaevinde yıllardır betona gömülü olarak bekleyen Selahattin Demirtaş ve Diyarbakır Belediye Başkanını ziyaret programını ilan etti..
2016 yılında, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın özerklik talepleri neden gösterilerek, Erdoğan, Anayasa suçu işlendiğini ve dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini ileri sürdü..
Aportta bekleyen meclis gurubu da 316 imzalı teklif ile Anayasanın ilgili maddesine geçici bir madde eklenmesi için kanun teklifi verdi.
Bu teklif ile, bir defaya mahsus dokunulmazlıklar kaldırılacak ve mecliste bekleyen fezlekeler ilgili mahkemelere gönderilerek yargı süreci başlatılacaktı..
Teklif , hem anayasaya aykırıydı hem de en çok fezlekesi bulunan kürtçü siyasi temsili hedef alıyordu, ..
Chp (Kılıçdaroğlu), "Anayasaya aykırı !! ama evet diyeceğiz, dokunulmazlığa ihtiyacımız yok, kürsü dokunulmazlığı yeter " parlak fikri ile balıklama atladı, teklif kanunlaştı 15 gün içinde fezlekeler mahkemelere gönderildi ve beklenildiği gibi , Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve milletvekilleri mahkum oldular,
O gün bugündür, içerde çile dolduruyorlar...
Kılıçdaroğlu, teklif gündeme geldiği zaman kahramanlık gösterisi yapmış, "gerçek demokrasiyi getirmek için bedel ödemeye hazırız, dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmayacağız" babalanması yapmıştı..!!
Sonuçta, olan Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarına oldu, bedeli onlar ödedi, hala ödüyorlar. Asırlık mahkumiyetler, başlarının üzerinde demoklesin ( Türk tipi demokrasi !!) kılıcı gibi sallanıyor..
Kılıçdaroğlu, bedel ödemedi , Cumhurbaşkanı adayı da oldu , hala siyasette var olma mücadelesi veriyor,!!
En son hakkındaki bir dava nedeni ile, aktuel yargı, ifadesini almak için "zorla getirme" kanunsuz kararı aldı diye ortalığı ayağa kaldırdı. sonuna kadar, direnmekten bahsetti !!
Daha ifade safhasında ortalığı ayağa kaldırıyorlar, Demirtaş ve arkadaşları içerde ömür çürütüyorlar..
Kürt meselesinde, her an pozisyonlar değişebiliyor, sorunun belirgin bir sabitesi yok, dün anayasal suç gibi görünen tutumlar bugün başka bir boyutta ele alınabilir...
Direnmek güzel de, ne zaman direnileceği önemli..topun ağzında siyaset yapmaya çalışan kişlere bağıra bağıra gelen siyasi -anayasaya aykırı- hamleye direnmeyip, kuzu kuzu, anayasayaya aykırı kanun tekliflerine evet deyip sonra vahlanmak da, tutarlılık sorunu taşıyor..
Şimdiki Genel Başkan, bir defaya mahsus !! anayasaya aykır teklif görüşülürken, gurup başkan vekili idi ..
"Bir defadan birşey olmaz !!" mantığı Anayasa değişikliği söz konusu olunca işlemedi, ve ne yazık ki, beklenildiği gibi Türkiyeye bu yolla "gerçek demokrasi" de gelmedi..!!
Demirtaş, terör örgütü lideri olarak değil siyasi parti eş genel başkanı olarak içeriye girdi..
Bahçeli, yanlış adresten imkansızı istiyor, bugün siyaset demokratikleşecekse Demirtaş öncelikli muhatap, ama, yeni dönem başlayacak ise; esas öncelik, Edirne de, Demirtaş ile samimi bir biçimde helalleşmeden geçer, her ne kadar yazık olmuş yıllar varsa da ..!!



Sevim Çalışkan