Selahattin Demirtaş "Yeni Paradigma" başlığı ile çözüm sürecine katılım yapmış..
Kürtçü sivil siyasette ciddi bir karşılığı olan bir siyasetçi, fakat siyasi mücadelede Erdoğan ile kişiselleştirdiği üslubu nedeniyle
(seni Başkan yaptırmayacağız !) gereksiz bir zaman kaybı yaşadı..
Uzun zamandır , özgürlüğünden mahrum, kızlarının genç kızlığa geçişini uzaktan izledi, değerli eşi, rutin görüşmeler için ülkenin bir ucundan diğer ucuna yol katediyor..
"insancıl hukuk" ile ilgisi olmayan bir tecrit içinde..
Muhtemelen yakın zamanın terörist başı, şimdinin terör örgütünün kurucu önderi, İmralı'da kendisinden daha konforlu bir ortamda mapusluğunu sürdürüyor..
o da, Önder/terörist !Apo gibi kürt isyanlarının çok bilinen bir analizini yapmış, her iki taraf için paradigma değişikliğine işaret etmiş..
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin de Devletidir" hüküm cümlesi ile ortaya koyduğu paradigma , yeni bir şey söylemiyor..
En azından Anayasal ve yasal olarak, "pozitif hukukta" TC , "sadece Türklerin devletidir , Kürtlerin hiç bir hakkı hukuku yoktur," yargısına varılacak bir ayrımcıklık yok.
Tarihsel süreçte bölgesel geri kalmışlıktan bahsedilebilir ama son zamanlarda aradaki fark hızla kapandı/kapanıyor.
Geçmişin isyan gerekçelerini ile , bugün sadece rejim uygulaması olarak Kayyım müdahaleleri arasında ilişki kurulabilir..
Akp'nin iktidar ve değişen rejim süreci öncesinde yaygın Kayyım uygulaması yok.
Hukuksuz uygualamaların ise ırk farklılığı ile gerekçelendirilmesi gerçekçi değil.
Demirtaş, Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan yeni Cumhuriyetin kürtleri dışladıkları için , tepki olarak isyan hareketlerinin başladığını iddia ediyor..
Bu fazla kestirme bir yaklaşım , isyanlara meşru gerekçe üretmek için, tarihi çarpıtmak en fazla yeni sürece zarar verir.
Paradigma , empati, bunlar güzel sözler de , bu tarafta da yaşanmış büyük acılar var..
yaşanmış kayıplarda yarıştırma yapılamaz, örnek olarak, 28 Aralık 2011 gecesi ,Roboski/Uludere 'de 34 sivil yurttaş hayatını TSK uçaklarının attığı bombalar ile kaybetmişti..
24 mayıs 1993 yılında da , tam bu günlerdeki gibi, açılım müzakerelerinin müspet olarak sonuçlandığı ve MGK'da Pkk ile ilgili af kararı alınmdığı gün ,
Malatya Bingöl Karayolunda usta birliklerine giden silahsız 33 er yolları Pkk tarafından kesilerek topluca kurşuna dizililip ( 7500 mermi kovanının sayıldığı söylenir) infaz edildiler..
Demokratikleşme argümanını da ekonomik kullanmakta fayda var,
Cumhur ittifakının derdi olmaz da , misal olarak , demokratların ve de Demirtaş'ın bugünkü rejim içinde nasıl bir Demokrasi tahayyül ettiğini açıklaması zorunluluğu var..
Yoksa , mesele ufak al verler ile, mevcut rejime ortak olmak ise , bu Demokrasi ile alakalı bir olay değildir, ve en domokrat olanın bile siciline zarar verir..




Recep Peker