Nerdeen nereye...! - 24/02/2015 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
iktidar,sürekli olarak "nereden nereye" sorusunu sorararak, kendi dönemlerinde alınan mesafelere vurgu yapıyor..
Terörist başı, örgütü ve kanlı eylemlerini uzun yıllar, ağırlıklı olarak Suriye sınırları içinden(Bekaa vadisi, Şam...) yönetti.. 16 Eylül 1998 tarihinde, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş ,atandıktan 16 gün sonra, Hatay/Reyhanlıı'da, sınırdan, Suriyeyi ,apo ve pkk konusunda çok sert ifadelerle tehdit etti ve mealen, "orada kalmalarına izin vermeye devam ederseniz, girer alırız" dedi.. Zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel , 1 Ekim 1998 TBMM açış konuşmasında," suriye, örgüte desteğini aktif bir biçimde sürdürmektedir, uyarılarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mokabele hakkını saklı tuttuğumuzu ve sabrımızın taşmakta olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum" dedi.. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, 2 Ekim 1998 'de, Suriye konusunun, bölücü terör örgütü ile bağlantılı olarak MGK(Milli Güvenlik Kurulu)'nun "daimi "gündeminde olduğuna ve bu tavrını sürdürdüğü sürece de gündeminde kalmaya devam edeceğine, dair basına açıklama yaptı ve gerekirse "diplomasi dışına çıkarız" restini çekti.. 3 Ekim 1998 tarihinde, ordu Kuzey Iraktaki örgüt kamplarına baskınlar yaptı ve bazı birlikler de eş zamanlı olarak Suriye sınırlarının içine girdi.... Türkiyenin niyetinin ciddi olduğunu kavrayan, İran ve Mısır arabuluculuk yaptı ve Adana Protokolü imzalanarak, öcalan Suriyeden sınır dışı edildi ve Suriyedeki örgüt varlığı sona erdirildi.. Suriyeye'ye ve terör örgütüne karşı bu kararlılığı gösteren Anasol-D Koalisyon hükümetiydi.. bugün, koalisyonlarda icraat olmaz, başkanlık şart diyenler, bu örneği bir daha incelesinler.. Terörist başını Suriyeden kaçırdığımız günlerden, bugün, Osmanlı kurucu babalarının türbesini, ,Suriyedeki vatan toprağını terkederek, Türkiye'ye kaçırdığımız günlere geldik.. Doğrudur nereden nereye, cevap ta ortada, oradan buraya.... Tennur Doğramacı |
|||||||||
|