Sincan Çocuk Yetiştirme Yurdunda kalan küçük çocuklara uygulanan şiddet tv haberlerine yansıdı.. Haber bültenlerinde, "kan donduran görüntüler" başlığı altında verilen habere göre, küçük çocuklar, aynı yetiştirme yurdunda bulunan, yaşça daha büyük çocuklar tarafından, her türlü eziyete maruz kalıyorlar.. Yetiştirme yurtları, esirgeme kurumları, adı her ne olursa olsun, her türlü rezaletin yaygın olarak yaşandığı yerler halinde,..yurdun dört bir tarafında benzer sapıklıkların yaşandığı da kayıtlara geçmiş durumda.., daha da vahimi artık devlet görevlileri tarafından da gayet pişkinlikle karşılanıyor, sıradan müfettiş incelemeleri ile üstleri kapatılıyor.. Bu ve benzeri kurumlarda kalan çocuklar, devletin haysiyetine tevdi edilmiş savunmasız masum yavrular olarak, öyle muamelelere maruz kalıyorlar ki, telaffuzu dahi mümkün değil,..
Küçük çocuklara reva görülen, görevliler tarafından seyredilen, zaman zaman, suç ortaklığı yapılan, zulümlerin müsebbibi ve sorumlusu devlettir.. İktidar, yıllardı bu mesele karşısında, kulağının üzerine yatmış durumda.. Myanmar'daki müslümanları korumak için sefere çıkıyorlar,, Suriyeli çocukları kurtarmak için milyonlarca mülteciye kucak açıyorlar, öbür tarafta, kendisine emanet edilmiş kimsesiz sabilerin , kurda kuşa yem edilmesine seyirci kalıyorlar.. İstanbul sokakları, gece, gündüz, ellerinde "açım" yazılı karton pankartlar ile dilenen çocuklarla, kadınlarla dolu..Çocuk Hakları Sözleşmesi 1994 yılından bu yana yürürlükte, mevzuatta her türlü koruyucu hüküm var ama uygulama rezaletlerle dolu.. Mağdurları, mazlumları ,garip gurebayı korumak, esirgemek böyle mi olur..Uzağa gitmeye gerek yok, israf haramdır diyen dinimizin diyaneti'nin başındaki cüppeli zat'ın bindiği araca bakınca, eyvah ki, ne eyvah..!!

Sevda Şen