Diyanet vakfının mealine göre, Kuran'da, kötülüğün cezası ona denk kötülüktür..iktidara yakın kanallardan birinde, mutad hale gelen akşam sohbetleri esnasında, muhafazakar zihin dünyasına yakın olduğu bilinen muhalif bir bayan politikacı, fütürsuzca istiskal edilmiş.. Son yılların siyaset jargonunda kasetler ayrı ve önemli bir yer tutuyor.. Deniz Baykal ile başlayan kaset tuzakları, Mhp'li vekiller ile devam etti, Cumhurbaşkanı bile ,sahte olduğunu ileri sürdüğü kaset hücumlarına muhatap oldu, zamanı geldikçe herkes nasibini alıyor.. Meral Akşener'in ki farklı bir olay, olmadığını bildikleri halde, var olduğu ihsas edip,, doğacaklaını umdukları şüpheyi kullanmak istedikleri anlaşılıyor.. Her akşam saatlerce.bir sürü kanalda siyaset adabı içinde istedikleri gibi konuşma imkanları olmasına rağmen, bir kadın'ın iffetini rencide etmenin anlaşılır bir tarafı yok.. bayan politikacı, senelerdir göz önünde ve zorlu dönemlerde etkili makamlarda bulundu, 28 şubat döneminde , bir yüksek rutbeli tarafından da yakışıksız bir üslupla tehdit edildi ve hakarete uğradı, geri adım atmadı..Bu sefer de, olayın üzerine gidiyor,yandaşların her daim korkulu rüyası askeri vesayetin ağa babalarına karşı dik duran birinden başka türlü davranması da beklenemez.( o zamanlar, bu muhteremler sutre gerisinde tam siper yapmışlardı) Burada ilginç olan, yılların politikacısının, adli başvurusunun sonuçlarından pek ümitli olmadığını beyan etmesi ve iş boğuntuya getirilirse, müslüman geçinen muhatabına karşı,"kısas"a başvururum demesi. kanal'ın sahiplerini de takva yaşayan müslümanlar olarak tanımlıyor ve onlardan da bir tepki gelmemesini yadırgadığını söylüyor.. , mümin itikatı, iktidar postunda, "ahvalini" unutuyor gibi.. Şüra suresi 40. ayet kısas'a cevaz veriyor.. ceza muhakemesinin yerini kısas'a kısas almaya başlarsa, haller nice olur..

Keriman Kuşçu