Koalisyon arayışlarında," nasıl bir hükümet fonksiyonu?" üzerinde fikir serdedenler, reform hükümeti, resterasyon hükümeti gibi kavramlarla meseleyi tartışıyorlar.

Resterasyon, muhalefetin kullandığı bir argüman, 13 yıllık tek parti iktidarı sonunda Devlet düzeninin ciddi olarak bozulduğu, restore edilme zorunluluğu ile karşı karşıya olduğu iddiasını ileri sürüyorlar. Kelime anlamı olarak eski durumuna geri dönüş olan resterasyonun, bozulmuş olan devlet düzenini ihya etmek için gerekli olduğu ifade ediliyor.

Hükümet kanadı, olası bir koalisyon hükümeti'nin, bir reform hükümeti olması gerektiğini düşünüyor. 13 yıllık tek parti kahir çoğunluğu ile bitiremedikleri reformları olası bir koalisyon hükümeti ile çözmek konusunda ısrarlı olacakları anlaşılıyor!

Bu arayışlara, görüşmelere dahil olmayacağını ilan eden MHP de, kenardan, "inkişafi hükümet" modeli tavsiyesi ile katıldı. İçinde olmadığı ve olmayacağını açıkladığı hükümet arayışlarına model önermek, "güreş ağası" yaklaşımı ile açıklanabilir. MHP, "temiz güreş olsun, pehlivanlar kıran kırana güreş tutsun" kaygısında olan güreş ağası gibi davranıyor.

Oysa, seçmen, güreş ağası değil, çayırda güreş tutacak pehlivan seçiyor. Er meydanı, uzaktan ahkam kesilecek bir yer değil. Demokratik düzende, politik tavırların değerlendirmesini, son kertede seçmen yapıyor.

Türkiye, bu tartışmaları kaldıramayacak kadar acil bir durumda. Suriye sınırlarında gelen geçen belli değil, içerde devlete isyan eden örgüt militanlarının, sınırı geçip, ABD himayesinde çatışmalara katıldıkları ve ölenlerin cenazelerinin tekrar sınırdan içeriye getirildikleri biliniyor.

Güneydoğu'da, devlet düzenini tesis etmenin giderek zorlaştığı ve milis yapılanmalarının kaygı verici boyutlarda silahlandığı devlet raporlarında mevcut. Batıda şehirlerde güvenlik riski artıyor, aynı anda birkaç yerde kritik hedeflere silahlı saldırılar yapılabiliyor. İç çatışma alanlarında sistematik bir artış olduğu gözleniyor...

Hal böyle olmasına rağmen, "resterasyon mu, reform mu, inkişafi bir yol mu?" arayışları biraz havada kalıyor...

Kamu düzeni belirli bölgelerde, artan bir yoğunlukta, geçiçi olarak dumura uğramış halde, yaşamsal işlevlerde bozukluklar artıyor. Sistemi yeniden çalışır hale getirmek aciliyeti var. Ciddi bir ilkyardım planının devreye sokulması gerekiyor. Tıbbi tedavide, yaşamsal fonksiyonları bozulan/bozulmakta olan hastalara, reanimasyon ( yeniden canlandırma) tedbirleri uygulanır.

Türkiye, reanimasyona gerek duyulacak hale gelmeden, müdahale etmek gerekiyor.

Lamia Şenyuva