Sokıağa çıkma yasakları..!!! - 05/01/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Emasya protokolü sözde demokratik kompleks sonucu yürürlükten kaldırılınca, İller İdaresi Kanunu'nda yapılan takviyelerle, Valiler asayiş sorunları ve kamu düzeni bakımından, mutlak yetki sahibi hale getirildiler.
Son olarak 2013 yılında yapılan değişiklikle Valiler, sınır ötesi, mahdut hedefli askeri harekat talebinde dahi bulunabilmekte. Bu seviyede kapsamlı yetkilere rağmen, çözüm süreci yüzü suyu hürmetine, bölgede, terör örgütü tarafından yapılan cephane yığınağının gözden kaçırılması sonucu, bugün yaşanan fiili olağanüstü hal hergün yeni sorunlar doğuruyor. Sokağa çıkma yasakları, İller idaresi Kanunu'ndaki genel yetkiler içinde ilan ediliyor ve uygulanıyor. Sıradan bir idari tedbir gibi işleme konulan yasaklar, temel hak ve özgürlükler konusunda ağır ihlallere neden oluyor. Silopi'de vurulan ve cenazesi sokakta kalan Taybet İnan, ülke içindeki yeni bir Aylan Kürdi vakasıdır. İnsanlık bu defa kıyıya vurmamış, ne yazık ki sokağa düşmüştür... Anayasa Mahkemesi, kişi hürriyeti ve güvenliği ve bağlantılı özgürlüklerin ihlalleri bakımından, sokağa çıkma yasakları hakkında talep edilen tedbir talebini reddederek, temel hak ve özgürlükler ile ilgili sakınca yaratabilecek bir içtihat üretmiştir. Temel hak ve özgürlükler konusundaki tedbir taleplerinin değerlendirme ölçütleri, sadece AİHS müktesebatı olması gerekmekte, siyasi her türlü mülahaza ve gereklilikten soyutlanmış bir yargıyı zorunlu kılmaktadır. Terörle mücadele haklılıdır, hayatidir ama temel hak ve özgürlükler bakımından hukuki altyapı yetersizliği ve Yürütme'nin sorumluluğu da gözden uzak tutulamaz. AİHM tarafından aynı konulu talep ile ilgili Türkiye'den açıklama istenmesi de bir başka sakıncalı sürece yol açma tehlikesi taşımaktadır. Sokağa çıkma yasaklarının bütün mağdurları hakkında emsal teşkil edebilecek bir karar çıkması halinde doğabilecek zararlar, bozuk olan, hak ihlalleri sicilini, daha da kötü hale getirebilir. Çözüm süreci, yasal altyapı konusundaki özensizlik, mülki karar seviyelerindeki hatalı insiyatif kullanma, görev ihmalleri, suç teşkil eden emirler ve daha nice hukuki belirsizlikler sonucu, mesele giderek karmaşık hale gelmekte ve terörle haklı mücadelede zaaf alanları ortaya çıkmaktadır. Nelin Kadırgalı |
|||||||||
|