Katar üssünde görevli ABD'li deniz piyadeleri İran kara sularını ihlal edince gözaltına alınmışlar, dizlerinin üzerine çöktürülmüşler ve özür dilemişler (özür beyanları sesli olarak yayınlandı).

Diplomatik görüşmeler sonucu, askerler serbest bırakılmışlar ve üslerine dönmüşler. John Kerry, İranlı yetkililere gösterdikleri hassasiyetten ötürü teşekkür etmiş (diz çöktürmek hassas bir tavır olarak değerlendirilmiş!!)...

İranlı yetkililer, ABD'nin, "böyle bir olayın tekrar yaşanmayacağına dair" söz verdiğini de, açıklamalarında belirtiyorlar.

Daha önce 2007 yılında da İngiliz askerleri (Irak karasularında olduklarını ileri sürmelerine rağmen) tutuklanmış ve yine İranlı askerlerce gözleri bağlı ve çömelmiş vaziyette teşhir edilmişlerdi.

Sonuç olarak, İran, kimsenin gözünün yaşına bakmıyor, gereği neyse onu yapıyor.."Ortadoğu'yu işgal ettiniz ama benim sınırlarımı ihlal edemezsiniz, fiyakanızı bozarım" mesajı veriyor.

Kısa zaman öncesine kadar, ambargo altında, izole edilmiş, sıkıştırılmış ve BM platformlarında, Türkiye'nin himmetine muhtaç bir ülke olan İran, Arap baharını Fars baharına çevirdi. Ortadoğu gemisinin kaptan köprüsüne yerleşti...

Bu kısa ve gizemli süreçte, bütün dengeleri kendi lehine çevirirken de kimseye taviz vermedi. ABD ile sıkı fıkı oldu. AB ülkeleri ile arası her zaman iyiydi. Suudi rejimine ve Körfez ülkelerine de, buralardaki şii nüfus üzerinden basınç uyguluyor.

Rusya, Çin ve Esad rejimi ile de gayet pervasızca güçbirliği yapıyor. Türkiye'yi hedefleyen terör örgütünün İran kolu olan PJK ile ve Suriye kolu PYD/YPG ile halvet halinde, Kuzey ırak ve Suriye'nin kuzeyinden, Türkiye'yi sıkıştırıyor.

Medeniyetler çatışması tezi üzerinden, radikal islam tehlikesi v.s, gibi, din kaynaklı bütün yeniden paylaşım projeleri karşısında, Fars kimliği ve şii inancını öne çıkararan silahlı bir diplomasi ile ağırlığını koyuyor.

ABD, 2003 yılı 4 Temmuz tarihinde (ABD bağımsızlık günü!) Süleymaniye'de, Türk askerlerinin kafasına çuval geçirdi. Askerlerimiz, elleri arkadan bağlanarak eziyete uğradı. Günlerce taciz edildiler... "Çıt" çıkarmadık...

Hava sahamızın kısa süreli ihlali nedeniyle Rus uçağını vurduk. Suriye hava sahası sadece Türkiye için uçuşa yasaklı bölge haline geldi, manevra alanımız daraldı.

Yeni dünya düzeni diplomasisinde güç kullanma potansiyeli ve gücün kullanım biçimi, belirleyici unsur olarak öne çıkmakta. İran, bölgede bu avantajı kullanıyor.

Rahim Erdil