Yeni Anayasa ve Anayasa fetişizmi - 05/02/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
"Anayasa fetişizmi" üzerinden toplumda bir algı yaratma çabaları uzun zamandır gündemde. 1876 ile başlayan Anayasacılık hareketleri, yaklaşık 140 yıldır, yayıkta yoğurt çalkalar gibi, her vesile ile iktidarların meşrebine göre, değişe değişe, ideal modeli arıyor.
1876'dan bu yana 5 Anayasa yapılmış, yapılanlar defalarca değiştirilmiş olmasına rağmen, henüz bir mutabakat taslağı dahi oluşturulamıyor. Sonuçta, Anayasa'yı sihirli bir maymuncuk gibi kabul edip, her türlü toplumsal sorunu ortadan kaldıracak bir normatif enstrüman seviyesinde değerlendirmek ne kadar gerçekçi, ülke pratiğinde, kanıtlanmış değil. %92'nin üzerinde bir evet oyu ile kabul edilmiş olmasına rağmen darbe anayasası olarak kabul edilen (evet diyenler de darbeci!!!) bugünlerde ortadan külliyen kaldırılmak istenen 1982 Anayasası, bu özelliği ile dünya anayasacılık tarihinin en ilginç Anayasalarından biri... Dünyanın en çok eleştirilmiş anayasa metni olduğu da tartışma götürmez bir gerçek, ülke demokratlarının, demokratlık gradosu bakımından "tu kaka" etmeleri zorunluluğu, genel kabul görüyor. 1982 Anayasa'sını taşlamayan bir demokratın mahallede kendine yer bulması zor. İnsan hakları, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı bakımından defolu olduğu konusundaki "şehir efsaneleri" üzerinde, anayasa teorisi bakımından kapsamlı bir çalışma/tartışmanın öncelikle Anayasacılar tarafından yapılması gerekirken, sivil toplum üzerinden başlatılan siyasi tartışmaların hangi ölçüde verimli olacağı da belli değil. İnsana dayalı, insanı esas alan Anayasa hedeflendiği söyleniyor, beğenilmeyen Anayasa'nın 90. maddesi 5. fıkrası, katıldığımız temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Andlaşmaların en üstün norm olduğunu kabul ediyor ve bütün hukuki ihtilaflarda kılavuz olarak alınmasını emrediyor. Sadece bu madde bile, Anayasa ve insan hakları arasındaki uyumsuzluğu ortadan kaldırıyor. İnsan hakları bakımından yapılan itirazları zayıflatıyor... Ülke ciddi sorunları yaşıyor, bir bölgede kalkışma hali var, güney sınırımızdaki mülteci yığılmaları güvenlik bakımından ciddi sorunlar doğurabilecek seviyede, seçmenin yarısının oyunu almış kuvvetli bir iktidar var. Yeni, sıfırdan, yarım, çeyrek v.s Anayasa ihtiyacının aciliyeti nereden kaynaklanıyor?! Hülya Şenlikçi |
|||||||||
|