Kadın cinayetleri ve AİHM - 24/02/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Cariyelik ve kölelik bu topraklarda 1854 yılında kaldırılmıştır.
Tek kadınla evlilik ilkesi, evlenmede yaş sınırı, medeni nikahın asıl, imam nikahının tali olması, evlenecek kadının evlilik rızasını, evlendirme memuru ve tanıkların huzurunda bizzat açıklaması, erkeğin kadını tek taraflı olarak boşama hakkının kaldırılması ve evlilik birliğinin, şartların varlığı halinde, mahkeme kararı ile sonlandırabilmesi hususları -kadınların hak kazanımları bakımından- 1926 Tarihli Türk Medeni Kanunu ile kabul edilmiştir. 21 yy'ın ilk çeyreğine giderken, kadını meta gibi görüp, meşrebine aykırı bulduğu tavırları bakımından, hayatına kasdedilme örnekleri, toplum psikolojisinde, tehlikeli bir yaygınlıkla yer bulmaktadır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, mukayeseli ve dönemsel bir tahlilde, kadın cinayetlerinin artmakta olduğu gerçeği ortadadır. AİHM, İzmir'de, kocası tarafından öldürülen bir kadının yakınlarına, devlet tarafından tazminat ödenmesi kararına varmıştır. Devlet'in, imzacısı olduğumuz Aihs m.2 ile garanti altına alınan, "yaşam hakkı"nı korumaktaki ihmali, kararın gerekçesini oluşturmaktadır. AİHM, Karısı için ciddi tehdit oluşturduğu açık olan, koca'nın engellenememesini, devletin görevleri bakımından, bir ihmal ve İnsan Hakları ihlali olarak kabul etmektedir. AİHS ile garanti altına alınan yaşam hakkı, insan hakları bakımından birinci derecede önemi sahip olup en yüksek seviyede korunmayı gerektirmekte ve her türlü ihmal,telafisi imkansız kayıplara sebep olmaktadır. Devlet hukuki devamlılık ilkesi bakımından kamu düzenini sağlamakla yükümlü olup, her türlü ihlalleri önlemekle yükümlüdür. AİHS ile, temel hak olarak güvence altına alınan yaşam hakkının Anayasadaki karşılığı; m.17 ile düzenlenen ve dokunulmazlık atfedilen kişinin yaşamı ve maddi manevi varlığıdır. Uluslararası özleşmelere göre; Kadınlar, çocuklar ve yardıma ihtiyacı olanlar, bu hak katagorisi bakımından, öncelikli ve imtiyazlı statüye statüye sahiptir. Güneydoğuda hortlatılan kalkışma ve güney sınırlarındaki kargaşa, terör eylemleri ile "yaşam hakkı "bakımından, riskleriı çoğaltma potansiyeli taşımaktadır. Kamu düzeni bakımından, ülkeyi, tahkim etme gereği, öncelik taşımaktadır. Refik Sağlamer |
|||||||||
|