Dokunulmazlıkların bir defaya mahsus kaldırılması ile ilgili Anayasa değişikliğine dair teklif, sakat doğması kuvvetle muhtemel bir düzenleme olarak, gündemi işgal ediyor..
.... Dokunulmazlık meselesi'nin özü, ifade özgürlüğü ile ilgili bir bağışıklık fikrine dayanıyor.. siyasi ifadeler, kürsü masuniyeti içinde değerlendirilirken layüsel hakaretamiz beyanların, iç tüzük ve adli hukuk pratiğinde karşılığı var.. Kanunsuz eylemler ve ilgili organik ilişkiler'in suç kavramı içinde değerlendirilmesi ve Genel Kurul'da, dokunulmazlıkların bireysel olarak kaldırılarak yargılanma yolunun açılması mümkün, savunma hakkı tanınmak suretiyle işlemler tamamlanıyor, meclis külliyatında muhtelif örnekleri var.. Savunma hakkını, komisyon ve genel kurulda yok saymak, anayasal bir hakkın ihlali anlamı taşıyor.. TBMM İç Tüzüğü madde 134 savunma hakkını düzenlemekte olup "son söz her ne halde savunmanındır" hükmünü amir....Yasama tasarrufu ile savunma hakkının ihlali ciddi bir "parlamento kukuku" ihlalidir.. Parlamento hukuku bakımından tanınmış bir hakkı, sayısal bir işlemle göz ardı etmek, açık bir iç tüzük ihlalidir.. "savunma hakkı" usule ilişkin olmayıp esası ilgilendirdiğinden ve kişiye sıkı sıkıya bağlı bir temel hak olduğundan, yasama tasarrufu ile engellenemez ve yok sayılamaz. Referandum sonucuna rağmen ilgili tasarruf "yok" hükmündedir. Ölü doğmuş bir "yasama tasarrufu" nun "halk oyu" ile "hukuki, hayatiyet" kazanması tartışmalıdır.

Hicabi Doğrusöz