Devletlerin geçmişte yaşanmış trajik vaka'lardan özür dilemesi,Obama'nın Hiroşima ziyareti nedeniyle, tekrar gündeme girdi..
Alman Şansolyesi Willy Brandt'ın 1970 yılında, Varşova Gettosunda, Polonyadaki "yahudi katliamı"'nı simgeleyen anıtın önünde "diz çökerek " özür dilemesi, bir hesaplaşma ve itiraf örneği olarak tarihe geçmişti,,,..

Tarihi felaket anlarının bir diğer örneği , Hiroşima'ya atılan atom bombası sonucu,- 70000 insanın buhar olması- olarak kayıtlarda..(devamında, üç gün sonra Nagazaki felaketi ve neden oldukları kayıplar ..)

Obama , G7 toplantısı için bulunduğu Japonyada, Hiroşima'yı ve atom bombası kurbanlarının anısına dikilen anıtı ziyaret etti, " nükleer silahların olmadığı bir dünya yaratmak için cesaret göstemeliyiz " dedi , ama , özür dilemeyi reddetti , "yaşanan katliamların, tarihçilerin el alması gereken konular arasında olduğu" değerlendirmesini yaptı.. ( katliam'dan kasıt, gaz odaları ve atom bombaları ile yapılan toplu kıyımlar..)
Özür dileyecek misiniz sorusuna verdiği, "Hayır, savaş sırasında siyasi liderler her türlü kararlar alabilir.." cevabı, özür konusunun, uluslararası camiada, halen tartışmalı olduğu gerçeğini ortaya koyuyor..
Federal Alman Palamentosu'nun, 1915'te yaşanan ve Ermeni vatandaşlarımızın maruz bırakıldığı ağır zararların "soykırım" olarak tanınması için "karar" almaya teşebbüsü, AİHM Büyük Dairesi kararı ile olduğu kadar (Perinçek/İsviçre), ağırlıklı olarak, tarihçilerin tezleri ile de çelişiyor..
Yakın geçmişte, Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında , Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına dair olan protokol ve ekleri'nin imzalanması ile ortaya konan, uzlaşma alanlarının çoğaltılması ve yaraların sarılmasına yönelik çabalar, ( ortak sınırların açılması dahil) , Türkiye tarafının bütün iyi niyetli tavrına rağmen (dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ün Erivanı ziyareti..) ,akamete uğratılmış ve sonuçsuz kalmıştı..
Alman Parlamentosunun, , konuyu gündeme getirmesi, Cumhurbaşkanı'nın "geri kabul anlaşması"'ndaki karşılıklı yükümlülüklere vurgu yapması ile ilgili gözüküyor.. Suriyeli göçmen sorununu bütünüyle Türkiye'ye ciro eden AB ve kaptan köprüsünde bulunan, Almanya, bu tarz yaklaşımlar ile , "konu"yu, hukuki ve siyasi ciddiyetinden saptırıyorlar..


Seher Gencal