Suç ve ceza... - 19/08/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
At izinin it izine karıştığı zor zamanlardan geçiyoruz.
Toplumun mukaddesatına,siyasetin mahremiyetine, devletin alicenaplığına tecavüz etmiş bir yapı ufak çapta da olsa deşifre ediliyor. Akşam yayınlarında, Binbir gece masallarındaki "müstehçenlikte" yapılan itiraflara bakılırsa, ortaya çıkanlar, kripto yapının, henüz fitresi dahi değil. Ülke olarak geldiğimiz bu hazin durumun kaynağında, siyaset ve güç ilişkilerindeki ahlaki bozulma ve iktidarı kötüye kullanma/kullandırma meselesi yatıyor. "Kamu kaynaklarından haksız rant üretme yolunun sonu, mutlaka yolsuzluk bataklığına çıkar." kuralının istisnası yok... Bugün karşı karşıya olduğumuz "tehlikenin", farazi bir meşrep ünsiyeti temelinde, güç kotardığı itiraf ediliyor. Mahalli idarelerin, aynı yakınlık üzerinden, deprem sığınma alanlarını dahi imara açtığı iddiaları, "gözü dönmüşlüğün" hangi boyutlarda olduğuna dair ipuçları veriyor. Askeri vesayet "umacısına "dayanak yapılan, askeri müdahaleler hep siyaseti/siyasetçileri hedef aldı; bu defa, askeri yapının içinde yuvalananlar; halkı, halkın temsilcilerini hedef aldı. Rabbani olduğu zannedilen amellerin, şeytani amaçlara hizmet ettiği, silah ancak iktidara döndüğü zaman farkedildi. Bir başka önemli sorun, bu yapının, iktidar odaklarına, akrabalık ve diğer yakınlıklar üzerinden mevcut sızmalarını, ortaya çıkarmanın, kolay olmaması. Çare; devleti sıfırdan inşa etmekten önce, kamu imkanlarını (beytülmal), eş, dost, bacanak, damat ihtiyaçlarına göre değil, kamu yararına (tüyü bitmemiş yetimler...) kullanacak tedbirleri almaktan geçiyor! Hasan Karagül |
|||||||||
|