Özkök - 20/10/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Eski Genelkurmay Başkanı, Ergenekon dava sürecinde, sliah arkadaşları yargılanırken, şimdi kaçak olan, derin yapı tetikçisi Savcıya, her nedense İzmir'de, anlaşılamayan beyanlarda bulunmuş, basına da darbe iddiaları ile ilgili olarak "kasaptaki ete soğan doğramam" incisini döktürmüştü.
Bu sefer, Darbe Araştırma komisyonu'na, " 2004 yılında hükümeti kesin olarak bilgilendirdiklerini, ortak bir icra planının hükümete tavsiye edildiğini, fakat yaptıkları izlemelerde bir şey yapıldığını görmedikleri" ifadesinde bulunmuş. Sonuç olarak, bu sefer, kasaptaki ete soğan doğramış. Bu ifade, darbe teşebbüsü ile ilgili davalarda hukuki çatıyı etkileyecek nitelikte ve ağırlıkta. 2004 yılında, Anayasal statü bakımından en üst güvenlik kurumunda, tehlikenin farkına varılmış olmasına rağmen, TSK dahil bütün kurumlarda, bu yapının palazlanmasına göz yumulduğu, tedbir almakta atıl kalındığı anlaşılıyor. Tam da bu noktada, 15 Temmuz'a giden yolda döşenen taşların sorumluluğu konusu ortaya çıkıyor. Terör örgütü olarak kabul edilen bu yapının meydana getirdiği tahribatın henüz tam bir tespiti yapılamıyor. Yıllara sari bir mücadelenin zorunluluğuna işaret edilmekte. Sorumluluk makamlarında bulunanlar tarafından, -terör örgütüne yardım/yataklık olmasa da- müsamaha gösterilmesinin dahi, cezai sorumluluk bakımından, sonuçları, göz ardı edilemez. "Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir." 15 Temmuz katliamına giden yollardaki taşlarda izi olanların da şapkalarını önlerine koyup bir vicdan muhasebesi yapmaları gerekiyor. Rasim Yoncabiçer |
|||||||||
|