Bu görselin manası çizgi romanlarda uyku halinin gösterilişidir. Bilmeyenlere duyurulur. Ancak ben biraz modifiye ettim ve harfleri artan biçimde büyüterek kalınlaştırdım, bu da giderek artan bir derin uyku halinin tanımıdır.



Artık iyice tuhaf bir hale geldik. Başkanlık, Anayasa falan derken halk da uyku halindeyken mamaya, tuz, biber niyetine bir de idam koyalım deyiverdiler.
-Peki, kimi asacanız?
El cevap: şimdilik kimse yok.
-Peki, darbeciler ne olacak?
El cevap: Hiçççç öyle kalacak Başbakan açıkladı ya, çıkacak olan idam çıkarsa geriye doğru işlemez.
-Nasıl geriye işlemez, darbecileri asmıcanız mı yani?
El cevap: dedik ya geriye doğru işlemez. Başınızı 180 derece döndürdüğünüz yer geridir yani oraya doğru işlemez. Başını 180 derece çeviremeyenler için geri 90 derece çevirip yan gözle baktıkları arkalarıdır, oraya işlemez yani.

Aslında, TCK ve dünya ceza kanunlarının teorisi, pratiği ve doktrininde bu geriye işlememe vardır. Ceza davalarında suçun işlendiği tarih yargılama aşamasında önemlidir. Çünkü yargılama süresinde yeni bir kanun çıkarsa eğer, bu yeni kanun eskisine göre zanlının lehine ise uygulanır, yok eski kanun lehine ise eski kanun uygulanır. Kısaca, yaklaşık 250 yurttaşımızı şehit eden katillere idam cezası uygulanamazzzzzz. Bakın uygulanamazzzz da ki zzzz harfleri ile uyku halini resmeden zzzz ler nasıl benzeşiyor değil mi? Yönetim, ‘’Yahu biz bir idam cezası çıkaralım. Nasılsa millet bu mamayı yer, zaten uyku halinde ve bunun Başkanlık ile Anayasa referandumuna da yararı olur.’’ Diye düşünüyor olabilir.
Bu durumda eğer uyku halindekiler uyanırsa diye iki şeyi hatırlatarak yazımı bitirmek isterim.

1- Baader-Meinhof hareketinde Almanya, 1970 lerin 2. yarısında idam cezası olmamasına rağmen, (Almanya da idam cezası kalkalı yaklaşık 65 yıl oluyor.) toplum düşmanı olduğu iddia edilen bu kişilerin bir gecede hücrelerinde ölü bulunmasıyla sorunu kendine göre çözmüş oldu. (Aman ha)

2- Eğer, bu idam cezası yeniden gelirse. Darbeciler için işe yaramayacağından bir sonraki darbe için hazırlık olmuş olur!. Darbe açısından ele alırsak eğer, kimse darbe yapmaya kalkmasın diye bir caydırıcılık olur mu ? sorusu gündeme gelir belki.
Ancak bence olmaz çünkü bizde gerçekleşen önceki darbelerde idam cezası vardı ve darbeler yine de oldu. Bundaki neden belki de gerçekleşen darbelerin kendi hukuklarını da beraber getirmeleridir. Darbeyi yapan adamların, Anayasa da karşılığı olacak olan (idam cezası gerektiren suçlar kapsamına darbe girişimini de alacaklarını varsayarak söylüyorum.) idam cezası sonucunda kendilerini ‘’Hadi darbe yaptık’’ diyerek asmaları beklenemeyeceğinden, darbeyi yapanların darbe yapılanları asmaması halinde bu idam cezası belki bir işe yarayacaktır. Nasıl mı? Şöyle ki; darbe yapılanlar bir gün rövanş imkanı bulup da tekrar iktidarı ele geçirirlerse o zaman belki darbe suçlularını idam edebilirler. Rus ruleti kıvamında olan bu idam cezası bizim gibi ülkelerde tuhaf sonuçlar da doğurabilir. Ya gelecekteki potansiyel darbe kalkışıcıları Allah muhafaza başarılı olur da darbeyi gerçekleştirirlerse ve Anayasayı da askıya almadan uygularlarsa ne olur? İşte bu traji komik durumları görmek uyanık halde bile zorken, uyku halinde olanlar için ülkemizde salla sallayabildiğin kadar. Tüm bunları yarıdan bir fazla oy çokluğu karşılığında, yani nitelikli bir çoğunluk aramadan yapabilmek (Referandum açısından söylüyorum, yoksa parlamentoda Anayasa değişikliğinin geçme şartlarını biliyoruz tabii ki.), Sayın Başkanın dediği gibi demokrasinin, bir amaç değil bir araç olmasının kanıtı değil mi? Tüm bunları anlatırken AİHS ne atıfta bulunmadık bile.
Bu durumda, ne denir? İyi uykular ey sayısal çoğunluk.


Ercan Erdem