Sonbahar kışa dönerken manzara-i umumiye.
Temmuz kalkışması, ülkeyi sente ayarlarından çıkardı.,
Olağanüstü hal ile, , yasama fonksiyonu , yürütmeye, yönetişim de yasalardan kararnamelere geçti.
Darbe teşebbüsü, devlet organizasyonunun ne kadar hazin bir zaaflar zinciri ile malul olduğunu ortaya koyması bakımından, "hayırlı" bir işlev gördü.
"Bir müsibet bin nasihatten evladır" deyişi, tam da bu duruma uygun düşüyor.
Cumhurbaşkanı'nın, 14 yıllık güçlü bir iktidar dönemi sonunda, kalkışmadan, enişte istihbaratı sayesinde haberdar olması, millete seslenmek için bir tv kanalı bulamayıp, bir medya temsilcisinin şahsi gayreti sayesinde ve de tesadüfen, görüntülü konuşma imkanı sağlayan akıllı telefonla, halkı meydanlara çağırması, darbecilerin püskürtülmesi.

Akraba'nın dikkati, gazeteci'nin haber takip aşkı olmasaydı,neler olabilirdi, tahmin kolay değil.

Üçüncü kahraman da silahlı kuvvetlerden, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir. Özel kuvvetler Harekat Merkezini canı pahasına savunan asker.
Komutanın, kendisine verdiği, "darbecileri merkeze sokma" talimatını, uygulamış ve can almış, can vermiş.

Genelkurmay Başkanı,karargahta derdest, Mit başkanı sutre gerisinde, ulaşılamıyor, kuvvet komutanları düğünde halay çekiyor, Özel Kuvvetler Komutanı ortada yok, koruma/emir subayı karargahta tek başına ,darbecilere direniyor...
Film senaryosu olsa, inandırıcığı tartışılır.
Bu tablo, sorumluların, görevi ihmalleriinin mi yoksa kötüye kullanmalarının bir sonucu mu, açık değil.

Anayasa değişilikleri ile çare aranıyor. Bu kadar kurum, rutbeli, yetkiliye rağmen, darbeyi tesadüfen atlatmış rejim, faturayı hükümet sistemine çıkarmış görünüyor..!!


Adalet Genç