Darbe teşebbüsü davalarına müdahil olmak - 01/08/2017 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Darbe kalkışmasının can damarı olan Akıncı üssünde yaşananlar ile ilgili dava başladı.. Bu 'dosya'nın, kalkışmanın ardındaki vurucu güç ve onu yöneten organizasyonun, amiyane tabiri ile ipliğini pazara çıkarması bekleniyor.
CHP davaya, hem tüzel kişiliği hem milletvekilleri vasıtasıyla şahsi müdahale talebinde bulunduğunu açıkladı. Müdahale gerekçesinden, suçun mağduru olmaktan ziyade "darbe teşebbüsünün tüm yönleri ile açığa çıkması" amacı güdüldüğü anlaşılıyor. AKP de genel merkez ve mahalli teşkilatlar olarak darbe teşebbüsü davalarına katılıyor. AK Parti genel merkez olarak Genelkurmay Karargahı'nda yaşananlar ile ilgili "çatı" davasına müdahale talebinde; Modern demokrasilerin, "partiler demokrasisi" olduğu, demokrasiye yapılacak hukuk dışı müdahalelerin doğrudan mağdurlarının millet ve siyasi partiler olduğu" gerekçesi ileri sürülüyor. Darbeye teşebbüs eden örgütün, " takiye, tedbir ya da gizlilik ile tabandan tavana kadrolaşarak, zaman içinde devlet içinde paralel bir devlete dönüştüğü..." iddia ediliyor... Kendi sorumluluğu altındaki, sivil ve askeri bürokrasiye devlet bekasını tehlikeye düşürecek kadar nüfuz edilmesindeki siyasi ihmali, mağdur sıfatı ile davaya katılma talebini, hukuki bakımdan sorunlu hale getiriyor. Paralel bir devlet yapılanması olarak, fetö terör örgütü ile aynı amacı güttüğü iddia edilen, KCK davalarında, siyasi partiler müdahale gereği duymadılar. KCK'nın arkasındaki akıl ile uzun zaman müzakere edildiği biliniyor. Sonuç olarak; anayasal düzen, hukuk devleti, millet iradesi, demokrasi konularında, muhataba göre farklı standartlar ileri sürmenin, davaların ciddiyetini ve inandırıcılığını zedeleme tehlikesi var. Muhsin Korateş |
|||||||||
|